Hüsnü Şah ile Selvi Naz hikâyesi, kaynağını Türk masallarından alan aşk konulu bir halk hikâyesidir. Kaynaklarda hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan bu hikâyenin elimizdeki tek yazma nüshası bir cönk içinde kayıtlıdır. Hikâye, sözlü kültür ortamında her ne kadar meşhur olmamışsa da ihtiva ettiği zengin motifler bakımından oldukça dikkat çekicidir. Usta bir masal anlatıcısı ve aynı zamanda bir halk şairi tarafından tasnif edildiği düşünülen bu hikâyede manzum kısımlar çoğunlukla başarılı örneklerle süslenmiştir. Metindeki söz kalıpları hikâyenin sözlü kültür ortamında üretildiği düşüncesini desteklemektedir. Bu çalışmada yeni Türk harflerine aktarılarak repertuvara kazandırılan halk hikâyesi metni, California Üniversitesi Türkçe El Yazmaları Koleksiyonu’nda “Cönk 30” arşiv numarasıyla kayıtlı olan bir cöngün 96a-130a varakları arasında yer almaktadır. Hikâyenin istinsah tarihi, metnin sonunda 1255 (1839) olarak kaydedilmiştir. Metinde standart bir yazım olmadığından yazıcının tercihine göre uyguladığı ikili ya da çoklu kullanımlara sadık kalınmış, böylece metnin bağlamının korunması amaçlanmıştır. Gerekli ve zorunlu müdahale ya da izahlar ise dipnotlarda gösterilmiştir. Çalışma “Özet”, “Metin” ve “Tıpkıbasım” bölümlerinden oluşmaktadır.
Hüsnü Şah ile Selvi Naz hikâyesi, kaynağını Türk masallarından alan aşk konulu bir halk hikâyesidir. Kaynaklarda hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan bu hikâyenin elimizdeki tek yazma nüshası bir cönk içinde kayıtlıdır. Hikâye, sözlü kültür ortamında her ne kadar meşhur olmamışsa da ihtiva ettiği zengin motifler bakımından oldukça dikkat çekicidir. Usta bir masal anlatıcısı ve aynı zamanda bir halk şairi tarafından tasnif edildiği düşünülen bu hikâyede manzum kısımlar çoğunlukla başarılı örneklerle süslenmiştir. Metindeki söz kalıpları hikâyenin sözlü kültür ortamında üretildiği düşüncesini desteklemektedir. Bu çalışmada yeni Türk harflerine aktarılarak repertuvara kazandırılan halk hikâyesi metni, California Üniversitesi Türkçe El Yazmaları Koleksiyonu’nda “Cönk 30” arşiv numarasıyla kayıtlı olan bir cöngün 96a-130a varakları arasında yer almaktadır. Hikâyenin istinsah tarihi, metnin sonunda 1255 (1839) olarak kaydedilmiştir. Metinde standart bir yazım olmadığından yazıcının tercihine göre uyguladığı ikili ya da çoklu kullanımlara sadık kalınmış, böylece metnin bağlamının korunması amaçlanmıştır. Gerekli ve zorunlu müdahale ya da izahlar ise dipnotlarda gösterilmiştir. Çalışma “Özet”, “Metin” ve “Tıpkıbasım” bölümlerinden oluşmaktadır.