Gözlerinden dökülüp, yanaklarında soluklanan ve aşağılara doğru nazlana nazlana yol alan, en sonunda da o iki şaheser çukurda yani gamzelerinde biriken gözyaşlarında boğulmuştum o otel odasında. Gözlerindeki sağanağı gördükten sonra gözlerimi sana adamaya karar vermiştim ve kendimi. Ne kadar acı versem kendime o kadar mutlu oluyordum. Ellerimi duvarlara vurup kanatmak, koparmak istiyordum bedenimden, duvarları yumrukluyordum. Herhangi bir senfoni ile tenlerimizin dans etmesini istiyorduk, birbirine karışsın istiyorduk. Acımız aynıydı çünkü yaralıydık, yan yanaydık seninle. Yine de özlüyorduk birbirimizi. Bu özlem ağır basınca yüreğimize, sarılıyorduk birbirimize heyecanla. Yaralarımızı sarıyorduk gülüşlerimizle, öpüşlerimizle.
Gözlerinden dökülüp, yanaklarında soluklanan ve aşağılara doğru nazlana nazlana yol alan, en sonunda da o iki şaheser çukurda yani gamzelerinde biriken gözyaşlarında boğulmuştum o otel odasında. Gözlerindeki sağanağı gördükten sonra gözlerimi sana adamaya karar vermiştim ve kendimi. Ne kadar acı versem kendime o kadar mutlu oluyordum. Ellerimi duvarlara vurup kanatmak, koparmak istiyordum bedenimden, duvarları yumrukluyordum. Herhangi bir senfoni ile tenlerimizin dans etmesini istiyorduk, birbirine karışsın istiyorduk. Acımız aynıydı çünkü yaralıydık, yan yanaydık seninle. Yine de özlüyorduk birbirimizi. Bu özlem ağır basınca yüreğimize, sarılıyorduk birbirimize heyecanla. Yaralarımızı sarıyorduk gülüşlerimizle, öpüşlerimizle.