Hz. Hamza Allah'ın Arslanı

Stok Kodu:
9786055094379
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
268
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2023-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
220,00TL
154,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 18,82TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786055094379
1003652
Hz. Hamza
Hz. Hamza Allah'ın Arslanı
154.00

Mekke'nin o eşsiz saadet devrinin arifesinde sâkinleri içinde en heybetli yiğitlerinden biri şüphesiz Hamza idi. Tabiat olarak, avı ve macerayı, yiğitliği sever, durgun bir hayattan hiç hoşlanmazdı. Av dönüşü Kâbe'ye kavuşmak, onu tavaf etmek ayrı bir haz verirdi ona. Nedendir bilinmez, içinden bir şeyler kopar, yüreğindeki yağlar erirdi tavaf ederken.

Hamza'nın bu avdan dönüşteki tavaf manzarası görmeğe değerdi, zira dağlara baş eğmeyen bir yiğit olan Hamza'nın bu mütevazı tavrı onun kadar yiğitliği olmayan başkalarına nispetle daha da değerli oluyordu. Çünkü hayatında zaten başı eğik gezenlerin Kâbe önünde baş eğmeleri o kadar dikkat çekici olmazdı, ama Hamza öyle değildi; böylesine dağları bile ensesinden bağlayıp assalar eğilmeyecek olan bu dik baş, Kâbe önünde nasıl da hürmetle eğiliyordu.

Ancak bu defa başka bir şey olmuştu; Allah huzurunda eğilmeyi reddeden Ebû Cehil ve avanesi, Hamza'dan iyi bir tokat yiyerek eğilmez zannettikleri dik başlarını, Kâbe'nin Rabbi huzurunda başını eğen bir yiğidin kahramanlığı, cesareti ve hatta öfkesi karşısında eğmişlerdi; ne garip bir tecelli… Hamza'nın ırzı, namusu ve şerefi için bedel olarak veremeyeceği maddî ve mânevî hiçbir şeyi zaten yoktu.

Ancak onun bunlardan da öte yüce bir gayesi, davası da olacaktı. Şimdi o; yaratılmış varlıkların tamamından üstün olan Peygambere ve onun tevhid davasına her şeyini adamaya hazır bulunuyordu.

Mekke'nin o eşsiz saadet devrinin arifesinde sâkinleri içinde en heybetli yiğitlerinden biri şüphesiz Hamza idi. Tabiat olarak, avı ve macerayı, yiğitliği sever, durgun bir hayattan hiç hoşlanmazdı. Av dönüşü Kâbe'ye kavuşmak, onu tavaf etmek ayrı bir haz verirdi ona. Nedendir bilinmez, içinden bir şeyler kopar, yüreğindeki yağlar erirdi tavaf ederken.

Hamza'nın bu avdan dönüşteki tavaf manzarası görmeğe değerdi, zira dağlara baş eğmeyen bir yiğit olan Hamza'nın bu mütevazı tavrı onun kadar yiğitliği olmayan başkalarına nispetle daha da değerli oluyordu. Çünkü hayatında zaten başı eğik gezenlerin Kâbe önünde baş eğmeleri o kadar dikkat çekici olmazdı, ama Hamza öyle değildi; böylesine dağları bile ensesinden bağlayıp assalar eğilmeyecek olan bu dik baş, Kâbe önünde nasıl da hürmetle eğiliyordu.

Ancak bu defa başka bir şey olmuştu; Allah huzurunda eğilmeyi reddeden Ebû Cehil ve avanesi, Hamza'dan iyi bir tokat yiyerek eğilmez zannettikleri dik başlarını, Kâbe'nin Rabbi huzurunda başını eğen bir yiğidin kahramanlığı, cesareti ve hatta öfkesi karşısında eğmişlerdi; ne garip bir tecelli… Hamza'nın ırzı, namusu ve şerefi için bedel olarak veremeyeceği maddî ve mânevî hiçbir şeyi zaten yoktu.

Ancak onun bunlardan da öte yüce bir gayesi, davası da olacaktı. Şimdi o; yaratılmış varlıkların tamamından üstün olan Peygambere ve onun tevhid davasına her şeyini adamaya hazır bulunuyordu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat