İsa (as)'ın semaya yükseltilmesi ve kıyametten önce tekrar gelip gelmeyeceği tartışması, ilk olarak 19. yüzyılda Hindistan'da Kâdiyânîlik mezhebinin kurucusu Mirzâ Gulam Ahmed Kâdiyânî tarafından, kendisinin Mesih ve Mehdi olduğunu iddia etmek için gündeme getirilmiştir. Ona göre; ahir zamanda gelmesi beklenen Mesih, Meryem oğlu Mesih değil, yaratılış bakımında ona benzeyen ve Hz. Muhammed (sas)'in ümmetinden birisidir. Mirza Gulam Ahmed, önce İsa (as)'ın öldüğünü ve tekrar yeryüzüne inmeyeceğini iddia etmiş, daha sonra ise gelecek olan Mesih ve Mehdi'nin kendisi olduğunu söylemiştir. Mirza Gulam Ahmed tarafından ileri sürülen bu düşünce daha sonraları Cemaleddin Afganî (1838-1897), Muhammed Abduh (1849-1905), Reşid Rıza (1865-1935) ve Mahmud Şeltût (1893-1963) gibi kişiler tarafından da desteklenmiş ve Cemaleddin Afganî tarafından Mısır'a girmesi sağlanmıştır. Türkiye'ye gelmesi ise Ömer Rıza Doğrul (1893-1952) aracılığıyla olmuştu ve 1980'li yıllardan sonra da akademik çevrelerde konuşulmaya başlanmıştır.
İsa (as)'ın semaya yükseltilmesi ve kıyametten önce tekrar gelip gelmeyeceği tartışması, ilk olarak 19. yüzyılda Hindistan'da Kâdiyânîlik mezhebinin kurucusu Mirzâ Gulam Ahmed Kâdiyânî tarafından, kendisinin Mesih ve Mehdi olduğunu iddia etmek için gündeme getirilmiştir. Ona göre; ahir zamanda gelmesi beklenen Mesih, Meryem oğlu Mesih değil, yaratılış bakımında ona benzeyen ve Hz. Muhammed (sas)'in ümmetinden birisidir. Mirza Gulam Ahmed, önce İsa (as)'ın öldüğünü ve tekrar yeryüzüne inmeyeceğini iddia etmiş, daha sonra ise gelecek olan Mesih ve Mehdi'nin kendisi olduğunu söylemiştir. Mirza Gulam Ahmed tarafından ileri sürülen bu düşünce daha sonraları Cemaleddin Afganî (1838-1897), Muhammed Abduh (1849-1905), Reşid Rıza (1865-1935) ve Mahmud Şeltût (1893-1963) gibi kişiler tarafından da desteklenmiş ve Cemaleddin Afganî tarafından Mısır'a girmesi sağlanmıştır. Türkiye'ye gelmesi ise Ömer Rıza Doğrul (1893-1952) aracılığıyla olmuştu ve 1980'li yıllardan sonra da akademik çevrelerde konuşulmaya başlanmıştır.