Hz. Peygamber Mekke müşriklerini İslâm'a davet ettiği zaman, sihirbaz, kâhin, mecnûn, şâir ve yalancı gibi mahiyet itibariyle birbiriyle alakası olmayan isnatlarda bulunarak onun nübüvvetini inkâr ettiler. Ayrıca daha önce Resûlullah'ın nesir ve şiir cinsinden herhangi bir denemesi olmadığı halde, belâgatta zirveyi teşkil eden Kur'ân'ı da onun uydurduğunu söylediler. Ancak bu isnat ve iftiraları yapanlar, söylediklerine kendileri dahi inanmadıklarından, derin bir tutarsızlık içinde bulunuyorlardı. Nitekim daha sonra -savaşlarda ölüp giden sınırlı sayıdaki müşrikin dışında hepsi Resûlullah'ın hak peygamber olduğunu tasdik edip önceki sözlerinin yalan olduğunu bizzat kendileri ifade etmişlerdir.
Hz. Peygamber Mekke müşriklerini İslâm'a davet ettiği zaman, sihirbaz, kâhin, mecnûn, şâir ve yalancı gibi mahiyet itibariyle birbiriyle alakası olmayan isnatlarda bulunarak onun nübüvvetini inkâr ettiler. Ayrıca daha önce Resûlullah'ın nesir ve şiir cinsinden herhangi bir denemesi olmadığı halde, belâgatta zirveyi teşkil eden Kur'ân'ı da onun uydurduğunu söylediler. Ancak bu isnat ve iftiraları yapanlar, söylediklerine kendileri dahi inanmadıklarından, derin bir tutarsızlık içinde bulunuyorlardı. Nitekim daha sonra -savaşlarda ölüp giden sınırlı sayıdaki müşrikin dışında hepsi Resûlullah'ın hak peygamber olduğunu tasdik edip önceki sözlerinin yalan olduğunu bizzat kendileri ifade etmişlerdir.