İlahi vahiyden ibaret olan Kuran’ı Kerim, fert ve toplum alanında, doğumundan ölümüne kadar bir hayat düsturudur. Söz konusu hayat düsturunun ilk ve en doğru uygulayıcısı şüphesiz Hz. Peygamber’dir. Onun için peygambere itaat de mutlaktır. Ancak bu, mutlak şari’ veya mutlak emredici anlamında değil masum olmakla beraber vahyin kontrolünde bulunması ve kendisine tevdi edilen tebliğ ve açıklama görevinin tabii olarak, Kur’an’a arz etmeden hüküm koyma noktasında sünnetinin müstaki olması anlamındadır. Çünkü açıklama kapsamında yer alan Sünnet, Kur’an’ın muhtevasına dahildir.
İlahi vahiyden ibaret olan Kuran’ı Kerim, fert ve toplum alanında, doğumundan ölümüne kadar bir hayat düsturudur. Söz konusu hayat düsturunun ilk ve en doğru uygulayıcısı şüphesiz Hz. Peygamber’dir. Onun için peygambere itaat de mutlaktır. Ancak bu, mutlak şari’ veya mutlak emredici anlamında değil masum olmakla beraber vahyin kontrolünde bulunması ve kendisine tevdi edilen tebliğ ve açıklama görevinin tabii olarak, Kur’an’a arz etmeden hüküm koyma noktasında sünnetinin müstaki olması anlamındadır. Çünkü açıklama kapsamında yer alan Sünnet, Kur’an’ın muhtevasına dahildir.