İbn Rüşd hakikatin peşinde olduğunu iddia eden bir filozoftur. O hakikate ulaşmak için objektif, tutarlı ve küllî bir bakış açısını yöntem olarak benimsemiş ve buna göre düşüncelerini ortaya koymuştur. Bir filozof olarak İbn Rüşd, pek çok alanda söz söylediği gibi Kelam alanında da değerlendirme ve yorumlarda bulunmuştur. Kelam ilmini, “cedel ilmi” olarak isimlendiren İbn Rüşd, Kelam ilminin metodunun da “cedel sanatı” olduğunu ifade etmiştir.
Bu itibarla bu şekilde değerlendirmeleri olan bir filozofun kelam problemlerine yaklaşım tarzı önemli hale gelmektedir. Çalışmamız, Kelam problemleri içerisinde en merkezî konumda olan ulûhiyet probleminin, İbn Rüşd düşüncesinde nasıl şekillendiği sorusunu cevaplamayı amaç edinen bir araştırmadır. Bu çalışmada, ulûhiyet konusu, İbn Rüşd'ün çalışmalarında ele aldığı ve belirlediği şekliyle, Allah'ın varlığı ve birliği, Allah'ın sıfatları ile Allah'ın fiilleri çerçevesinde değerlendirilecektir.
İbn Rüşd hakikatin peşinde olduğunu iddia eden bir filozoftur. O hakikate ulaşmak için objektif, tutarlı ve küllî bir bakış açısını yöntem olarak benimsemiş ve buna göre düşüncelerini ortaya koymuştur. Bir filozof olarak İbn Rüşd, pek çok alanda söz söylediği gibi Kelam alanında da değerlendirme ve yorumlarda bulunmuştur. Kelam ilmini, “cedel ilmi” olarak isimlendiren İbn Rüşd, Kelam ilminin metodunun da “cedel sanatı” olduğunu ifade etmiştir.
Bu itibarla bu şekilde değerlendirmeleri olan bir filozofun kelam problemlerine yaklaşım tarzı önemli hale gelmektedir. Çalışmamız, Kelam problemleri içerisinde en merkezî konumda olan ulûhiyet probleminin, İbn Rüşd düşüncesinde nasıl şekillendiği sorusunu cevaplamayı amaç edinen bir araştırmadır. Bu çalışmada, ulûhiyet konusu, İbn Rüşd'ün çalışmalarında ele aldığı ve belirlediği şekliyle, Allah'ın varlığı ve birliği, Allah'ın sıfatları ile Allah'ın fiilleri çerçevesinde değerlendirilecektir.