Robert Wisnovsky’nin, özgün adı Avicenna’s Metaphysics in Context olan ve müellifin de tavsiyesiyle İbn Sînâ Metafiziği: Kaynakları ve Gelişimi başlığıyla tercüme edilen bu eseri, İbn Sînâ metafiziğini kendisine özgü bağlamına yerleştirerek değerlendirme yönünde önemli bir adım olma iddiasındadır. Bunu yaparken Wisnovsky, indirgemeci yaklaşıma olduğu kadar incelenen filozofun bütün görüşlerinin özgün ve yeni olduğu şeklindeki tutumu ifade eden "kendi adlandırmasıyla" öncü bulma yaklaşımına da mesafeli durmaktadır. Bağlamcılık adını verdiği ve bir filozofun görüşlerini tahlil etmenin doğru yolu olarak takdim ettiği yaklaşım içerisinde müellif, öncelikle İbn Sînâ’nın karşı karşıya kaldığı felsefî meydan okumaları tespit etmekte ve bu meydan okumalara verdiği cevapları, onların felsefî bağlamını göz önünde bulundurarak tahlile girişmektedir. Bu incelikli tahlil neticesinde ortaya çıkan şey; İbn Sînâ’nın, seleflerinden tevarüs ettiği meydan okumaları kendine özgü felsefî bağlamı içerisinde yeni cevaplara kavuşturduğu ve metafizik tarihinde gerçek bir dönüm noktası teşkil ettiğidir.
Robert Wisnovsky’nin, özgün adı Avicenna’s Metaphysics in Context olan ve müellifin de tavsiyesiyle İbn Sînâ Metafiziği: Kaynakları ve Gelişimi başlığıyla tercüme edilen bu eseri, İbn Sînâ metafiziğini kendisine özgü bağlamına yerleştirerek değerlendirme yönünde önemli bir adım olma iddiasındadır. Bunu yaparken Wisnovsky, indirgemeci yaklaşıma olduğu kadar incelenen filozofun bütün görüşlerinin özgün ve yeni olduğu şeklindeki tutumu ifade eden "kendi adlandırmasıyla" öncü bulma yaklaşımına da mesafeli durmaktadır. Bağlamcılık adını verdiği ve bir filozofun görüşlerini tahlil etmenin doğru yolu olarak takdim ettiği yaklaşım içerisinde müellif, öncelikle İbn Sînâ’nın karşı karşıya kaldığı felsefî meydan okumaları tespit etmekte ve bu meydan okumalara verdiği cevapları, onların felsefî bağlamını göz önünde bulundurarak tahlile girişmektedir. Bu incelikli tahlil neticesinde ortaya çıkan şey; İbn Sînâ’nın, seleflerinden tevarüs ettiği meydan okumaları kendine özgü felsefî bağlamı içerisinde yeni cevaplara kavuşturduğu ve metafizik tarihinde gerçek bir dönüm noktası teşkil ettiğidir.