İbnü’l-Mutahhar el-Hillî XIV. asrın düşünürleri arasında önemli bir yere sahiptir. Farklı disiplinlerde kaleme almış olduğu eserler, onun pek çok ilimde uzmanlaştığını gösterir. Ancak o, daha çok mütekellim ve fakih olarak bilinmektedir. Bu nedenle hakkında yapılan çoğu akademik çalışmada onun fıkhî ve kelamî yönleri ele alınmıştır. Dolayısıyla onun felsefî düşünceleri hakkında detaylı bilgi içeren kaynakların kısıtlı olduğunu söylemek mümkündür. Oysa Hillî, kelamî ve fıkhî çalışmalarının yanında Nasîrüddin et-Tûsî’nin felsefî ekolünü devam ettirmiş, kendi döneminin de en önemli felsefe eleştirmenlerinden birisi olmuştur. Hilli’nin söz konusu bu çalışmalarından ötürü bu kitapta onun felsefeci hüviyetine dikkat çekilmiş, özellikle de metafizikle alakalı görüşleri detaylı bir şekilde incelenmiştir.
İbnü’l-Mutahhar el-Hillî XIV. asrın düşünürleri arasında önemli bir yere sahiptir. Farklı disiplinlerde kaleme almış olduğu eserler, onun pek çok ilimde uzmanlaştığını gösterir. Ancak o, daha çok mütekellim ve fakih olarak bilinmektedir. Bu nedenle hakkında yapılan çoğu akademik çalışmada onun fıkhî ve kelamî yönleri ele alınmıştır. Dolayısıyla onun felsefî düşünceleri hakkında detaylı bilgi içeren kaynakların kısıtlı olduğunu söylemek mümkündür. Oysa Hillî, kelamî ve fıkhî çalışmalarının yanında Nasîrüddin et-Tûsî’nin felsefî ekolünü devam ettirmiş, kendi döneminin de en önemli felsefe eleştirmenlerinden birisi olmuştur. Hilli’nin söz konusu bu çalışmalarından ötürü bu kitapta onun felsefeci hüviyetine dikkat çekilmiş, özellikle de metafizikle alakalı görüşleri detaylı bir şekilde incelenmiştir.