Feridüddin Attar’ın deyimiyle, Ebû İshâk İbrahim Edhem b. Mansûr b. Yezîd b. Câbir el-İclî; din ve dünya sultanı, yakîn Kâf’ının simurgu, uzlet âleminin hazinesi, devlet sırlarının definesi, yedi iklimin padişahı, lütuf ve kerem sahibi, ilimlerin anahtarı ve mütevekkillerin önderidir. Belh toprağında yetişen bu büyük arif ve zahit, Bizanslılara karşı girişilen bir savaşta Şam’da şehit düşerek ebedîlik elde etmiş, hem yaşamış hem de yaşam bahşetmiştir. Lübnan halkı, şiir ve mersiyelerinde hâlâ İbrahim Edhem’in adından söz ederler. Cava ve Sumatra’da aydın gönüllü Müslüman halk İbrahim Edhem’in düşünce, söz ve öğütleriyle âdeta yeniden dirilirler. Bu çalışmada, ünü dünyanın dört bir yanına yayılmış olan bu seçkin arif ve sufinin yaşamını, üzerinden yüzlerce yıl geçmiş olsa da, yangın yerine dönmüş gönüllerde bir yaprak yeşertmek ümidiyle imkânlar elverdiği ölçüde gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.
Feridüddin Attar’ın deyimiyle, Ebû İshâk İbrahim Edhem b. Mansûr b. Yezîd b. Câbir el-İclî; din ve dünya sultanı, yakîn Kâf’ının simurgu, uzlet âleminin hazinesi, devlet sırlarının definesi, yedi iklimin padişahı, lütuf ve kerem sahibi, ilimlerin anahtarı ve mütevekkillerin önderidir. Belh toprağında yetişen bu büyük arif ve zahit, Bizanslılara karşı girişilen bir savaşta Şam’da şehit düşerek ebedîlik elde etmiş, hem yaşamış hem de yaşam bahşetmiştir. Lübnan halkı, şiir ve mersiyelerinde hâlâ İbrahim Edhem’in adından söz ederler. Cava ve Sumatra’da aydın gönüllü Müslüman halk İbrahim Edhem’in düşünce, söz ve öğütleriyle âdeta yeniden dirilirler. Bu çalışmada, ünü dünyanın dört bir yanına yayılmış olan bu seçkin arif ve sufinin yaşamını, üzerinden yüzlerce yıl geçmiş olsa da, yangın yerine dönmüş gönüllerde bir yaprak yeşertmek ümidiyle imkânlar elverdiği ölçüde gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.