İnsanlık tarihi kadar eski olan dua etme geleneğini Hz. Âdem ile başlatan Kur’ân-ı Kerîm, başta mü’minler olmak üzere diğer inanç guruplarına ait dua veya beddua niteliğindeki ifade ve yakarışlarına yer vermektedir. Bu dualarda tevhid inancının merkeze alındığı Kur’ân-ı Kerîm’de, dünya-ahiret dengesi çerçevesinde makul ve makbul duanın yapılış biçimi tasvir edilmektedir. Bu çalışma ile birlikte Kur’ânî duaların; inançtan ibadete, ahlâkî unsurlardan sosyal ve hukûkî esaslara, iktisattan idarî meselelere kadar insan hayatını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen dinî ve dünyevî meseleleri ele aldığı anlaşılmıştır.
İnsanlık tarihi kadar eski olan dua etme geleneğini Hz. Âdem ile başlatan Kur’ân-ı Kerîm, başta mü’minler olmak üzere diğer inanç guruplarına ait dua veya beddua niteliğindeki ifade ve yakarışlarına yer vermektedir. Bu dualarda tevhid inancının merkeze alındığı Kur’ân-ı Kerîm’de, dünya-ahiret dengesi çerçevesinde makul ve makbul duanın yapılış biçimi tasvir edilmektedir. Bu çalışma ile birlikte Kur’ânî duaların; inançtan ibadete, ahlâkî unsurlardan sosyal ve hukûkî esaslara, iktisattan idarî meselelere kadar insan hayatını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen dinî ve dünyevî meseleleri ele aldığı anlaşılmıştır.