“İçimde bir düşman var, oyunlarını sezemiyorum.
İçimde bir düşman var, vurmaya kıyamıyorum.
İçimde bir düşman var, karşı duramıyorum.
İçimde bir düşman var, aslında onu seviyorum…
Çünkü o benim canım, özüm, kendim, nefs-i emmarem…
Peygamber Efendimiz (s.a.v), nefisle olan mücadeleyi en büyük cihad olarak ilan etmiştir.
O nedenle biliyorum ki içimdeki bu düşmanı yenmeliyim, onu dizginlemeli ve terbiye etmeliyim. Ölmeden önce mutlaka onunla yüzleşmeliyim…”
Bu kitap, yazarın içindeki düşmanla, yani kendi nefsiyle yüzleşme anlarının sadece küçük bir bölümü. Bu hatıralar dizisinde, yaşanan her olayda, atılan her adımda, düşünülen her fikirde, nefisten gelebilecek tehlike ve zararların, hile ve oyunların bir nebzesi nazara verilmiş. Bu bakış açısıyla okunduğunda kitap sadece yazarın hatıratı olmaktan çıkıyor ve herkese kendi payınca nefsiyle mücadele konusunda örnek teşkil edebilecek bir kitaba dönüşüyor.
“İçimde bir düşman var, oyunlarını sezemiyorum.
İçimde bir düşman var, vurmaya kıyamıyorum.
İçimde bir düşman var, karşı duramıyorum.
İçimde bir düşman var, aslında onu seviyorum…
Çünkü o benim canım, özüm, kendim, nefs-i emmarem…
Peygamber Efendimiz (s.a.v), nefisle olan mücadeleyi en büyük cihad olarak ilan etmiştir.
O nedenle biliyorum ki içimdeki bu düşmanı yenmeliyim, onu dizginlemeli ve terbiye etmeliyim. Ölmeden önce mutlaka onunla yüzleşmeliyim…”
Bu kitap, yazarın içindeki düşmanla, yani kendi nefsiyle yüzleşme anlarının sadece küçük bir bölümü. Bu hatıralar dizisinde, yaşanan her olayda, atılan her adımda, düşünülen her fikirde, nefisten gelebilecek tehlike ve zararların, hile ve oyunların bir nebzesi nazara verilmiş. Bu bakış açısıyla okunduğunda kitap sadece yazarın hatıratı olmaktan çıkıyor ve herkese kendi payınca nefsiyle mücadele konusunda örnek teşkil edebilecek bir kitaba dönüşüyor.