Çağdaş Türk Edebiyatının büyük ustasından klasikleşmiş bir eser.
Savaşın gölgesinde, büyük siyasi ve kültürel çekişmelerin ortasında, içlerindeki şeytanı sorgulamaya çalışanların imkânsız aşklarının romanı.
“İkinci dünya Savaşı öncesi üniversite ve sanat çevrelerindeki sosyal, siyasi fikir yönelişlerini de gösteren, olaylarda tesadüfleri ön plana aldığı için de bir karşıtlıklar toplamı olan roman, aydınların oluşturduğu bir çevre yergisidir. Bu çevrenini en olumlu tipini yazar, ancak Bedri’nin kişiliğinde yaratıyor.”
Behçet Necatigil
“İçimizdeki Şeytan, bireysel ve toplumsal, içsel ve dışsal,
büyük fırtınaların kol gezdiği bir romandır. Art arda ülkü ve düş bozumları romana irkiltici bir atmosfer sağlar.”
Selim İleri,
“İçimizdeki Şeytan’da Sabahattin Ali, roman kahramanı Ömer’in ferdî plandaki tezatları ve buhranlarının yanı sıra toplumsal meseleleri de eleştirel bir gerçekçilikle yansıttı. Yazar, bu romanında 1940’ların Türkiye’sindeki aydın ve entelektüel kesimin ideolojik açıdan eleştirisini yaptı. Bu yüzden yayımlandığı zaman romanın uyandırdığı geniş akisler, onun edebî yönünden çok siyasi ve ideolojik yönüne ait değerlendirmeleri kapsamaktadır. “ Ramazan Korkmaz
Çağdaş Türk Edebiyatının büyük ustasından klasikleşmiş bir eser.
Savaşın gölgesinde, büyük siyasi ve kültürel çekişmelerin ortasında, içlerindeki şeytanı sorgulamaya çalışanların imkânsız aşklarının romanı.
“İkinci dünya Savaşı öncesi üniversite ve sanat çevrelerindeki sosyal, siyasi fikir yönelişlerini de gösteren, olaylarda tesadüfleri ön plana aldığı için de bir karşıtlıklar toplamı olan roman, aydınların oluşturduğu bir çevre yergisidir. Bu çevrenini en olumlu tipini yazar, ancak Bedri’nin kişiliğinde yaratıyor.”
Behçet Necatigil
“İçimizdeki Şeytan, bireysel ve toplumsal, içsel ve dışsal,
büyük fırtınaların kol gezdiği bir romandır. Art arda ülkü ve düş bozumları romana irkiltici bir atmosfer sağlar.”
Selim İleri,
“İçimizdeki Şeytan’da Sabahattin Ali, roman kahramanı Ömer’in ferdî plandaki tezatları ve buhranlarının yanı sıra toplumsal meseleleri de eleştirel bir gerçekçilikle yansıttı. Yazar, bu romanında 1940’ların Türkiye’sindeki aydın ve entelektüel kesimin ideolojik açıdan eleştirisini yaptı. Bu yüzden yayımlandığı zaman romanın uyandırdığı geniş akisler, onun edebî yönünden çok siyasi ve ideolojik yönüne ait değerlendirmeleri kapsamaktadır. “ Ramazan Korkmaz