İnsan bazen içine açar.
Bazı insanlar içine açar.
Çorak, kurak ve çetin bir varoluşun tam ortasında çiçeksizliğiyle görünür uzaktan. Oysa içine açmıştır o. Çiçekleri içindeki saklı bahçededir onun. Dışa vurumcu bir varoluş değil; bir tür: “İçe vurumculuk”tur bu.
Her insanın bir çiçek açma zamanı var. Tohumuna göre, toprağına göre, güneşine göre... Hiçbir şey için geç ya da erken değil bu yüzden. Çünkü çiçek açma zamanı da kendi vaktimize göre.
İnsanın kendi zamanını, çiçek açma zamanını bulması bir ömür sürüyor bazen. Kendi ritmini, hızını, vaktini bilense;
bilmenin telaşsızlığında bekliyor kendini.
Zeynep Merdan, ilk kitabı Kendilik Cesareti’yle başlattığı keşif istikametini bir adım daha “iç”eriye taşıyor. İçine Açan İnsan, felsefe ile edebiyatın rastlaştığı bir güzergâhta içine düşmeye cesaret edenlere yeni bir varoluş imkânı sezdiriyor.
İçine açmanın güzelliğine. Ve hiçbir engeli mazeret bilmeyerek; var olma aşkı ve cesaretiyle ölümüne açan herkese
İnsan bazen içine açar.
Bazı insanlar içine açar.
Çorak, kurak ve çetin bir varoluşun tam ortasında çiçeksizliğiyle görünür uzaktan. Oysa içine açmıştır o. Çiçekleri içindeki saklı bahçededir onun. Dışa vurumcu bir varoluş değil; bir tür: “İçe vurumculuk”tur bu.
Her insanın bir çiçek açma zamanı var. Tohumuna göre, toprağına göre, güneşine göre... Hiçbir şey için geç ya da erken değil bu yüzden. Çünkü çiçek açma zamanı da kendi vaktimize göre.
İnsanın kendi zamanını, çiçek açma zamanını bulması bir ömür sürüyor bazen. Kendi ritmini, hızını, vaktini bilense;
bilmenin telaşsızlığında bekliyor kendini.
Zeynep Merdan, ilk kitabı Kendilik Cesareti’yle başlattığı keşif istikametini bir adım daha “iç”eriye taşıyor. İçine Açan İnsan, felsefe ile edebiyatın rastlaştığı bir güzergâhta içine düşmeye cesaret edenlere yeni bir varoluş imkânı sezdiriyor.
İçine açmanın güzelliğine. Ve hiçbir engeli mazeret bilmeyerek; var olma aşkı ve cesaretiyle ölümüne açan herkese