Alışageldiğimiz düşünceleri altüst eden farklı görüşlerin kabullenilmesi çoğu zaman zordur. Tek ve mutlak kabul edilen görüşlerin değiştirilmesi, alışkanlıklardan vazgeçebilme gibidir. Özellikle yargısal içtihatlarda bu durum mevzuat veya hüküm vericilerin değişimine bağlıdır. Oysa hukuk devletinde olması gereken temel ilkeleri çerçeveleyen her öneriye, her yeni çalışma ve uygulamaya dar bakış açısıyla yaklaşmanın gelişimlere ayak uyduramama gibi bir sonucu olacaktır.
Vergi inceleme sürecinin tamamlanmasından sonra hukuka aykırı tüm savların ileri sürülmesi gerektiği yolundaki klasik içtihadın zamanla az da olsa değişim göstermesi, bu konuda esaslı bir tartışmaya duyulan ihtiyacın ana göstergesidir.
Alışageldiğimiz düşünceleri altüst eden farklı görüşlerin kabullenilmesi çoğu zaman zordur. Tek ve mutlak kabul edilen görüşlerin değiştirilmesi, alışkanlıklardan vazgeçebilme gibidir. Özellikle yargısal içtihatlarda bu durum mevzuat veya hüküm vericilerin değişimine bağlıdır. Oysa hukuk devletinde olması gereken temel ilkeleri çerçeveleyen her öneriye, her yeni çalışma ve uygulamaya dar bakış açısıyla yaklaşmanın gelişimlere ayak uyduramama gibi bir sonucu olacaktır.
Vergi inceleme sürecinin tamamlanmasından sonra hukuka aykırı tüm savların ileri sürülmesi gerektiği yolundaki klasik içtihadın zamanla az da olsa değişim göstermesi, bu konuda esaslı bir tartışmaya duyulan ihtiyacın ana göstergesidir.