İdare, görevlerini yerine getirirken bir ölçüde bir serbestiye sahip olmak zorundadır. Ancak bu serbestlik idareye keyfilik, sınırsızlık ve hukuk dışılık yetkisi vermez. İdari yargı, bu tespiti yaparak idareyi hukuk içinde tutar ve olması gereken hukuku söyler. Zira idari yargı, yapacağı yargısal denetimde hem idarenin hareket sınırlarını çizmekte hem de kendi sınırlarını göstermektedir. Nitekim idari yargı, verdiği kararlar ile idareyi hukuka bağlı kılacak kadar etkili ve idareyi yürütmekle yükümlü olduğu hizmetleri yerine getirmede engellemeyecek kadar ayrı bir organ olmalıdır. Bu bakımdan idari yargı, yapacağı denetimde yargısal denetimin niteliğinden kaynaklı birtakım sınırlara uymak zorundadır. Bu sınırlamalar, yargısal denetimin özünde var olan sınırlamalardır. Bu kitapta öncelikle yargısal denetimin özünde var olan sınırlamalar genel hatlarıyla açıklanmış, doktrin ve içtihadın konuya yaklaşımı ortaya konulmuştur. Akabinde yargılama yetkisine yönelik sınırlar zamana ve olaya özgü olarak yorumlanmış ve değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, yargısal denetimin sınırına ilişkin temel kural olan hukuka uygunluk denetimi ortaya konulmuştur. Hukuka uygunluk denetimi kuralının temel sonuçları olan "yerindelik denetimi yasağı", "yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği" hususları açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca idari yargı yetkisinin sınırları bağlamında takdir yetkisi ve yerindelik konuları ele alınmıştır.
İdare, görevlerini yerine getirirken bir ölçüde bir serbestiye sahip olmak zorundadır. Ancak bu serbestlik idareye keyfilik, sınırsızlık ve hukuk dışılık yetkisi vermez. İdari yargı, bu tespiti yaparak idareyi hukuk içinde tutar ve olması gereken hukuku söyler. Zira idari yargı, yapacağı yargısal denetimde hem idarenin hareket sınırlarını çizmekte hem de kendi sınırlarını göstermektedir. Nitekim idari yargı, verdiği kararlar ile idareyi hukuka bağlı kılacak kadar etkili ve idareyi yürütmekle yükümlü olduğu hizmetleri yerine getirmede engellemeyecek kadar ayrı bir organ olmalıdır. Bu bakımdan idari yargı, yapacağı denetimde yargısal denetimin niteliğinden kaynaklı birtakım sınırlara uymak zorundadır. Bu sınırlamalar, yargısal denetimin özünde var olan sınırlamalardır. Bu kitapta öncelikle yargısal denetimin özünde var olan sınırlamalar genel hatlarıyla açıklanmış, doktrin ve içtihadın konuya yaklaşımı ortaya konulmuştur. Akabinde yargılama yetkisine yönelik sınırlar zamana ve olaya özgü olarak yorumlanmış ve değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, yargısal denetimin sınırına ilişkin temel kural olan hukuka uygunluk denetimi ortaya konulmuştur. Hukuka uygunluk denetimi kuralının temel sonuçları olan "yerindelik denetimi yasağı", "yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği" hususları açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca idari yargı yetkisinin sınırları bağlamında takdir yetkisi ve yerindelik konuları ele alınmıştır.