İdari Yargıda İstinaf 99 Soruda Başvuru Rehberi

Stok Kodu:
9786053000341
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
334
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%10 indirimli
238,00TL
214,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 26,18TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786053000341
1046232
İdari Yargıda İstinaf
İdari Yargıda İstinaf 99 Soruda Başvuru Rehberi
214.20

Türk hukuk sistemi adli yargı ve idari yargı olmak üzere iki temel bölüme ayrılmaktadır. İdari yargı yerleri ile ilgili cumhuriyet döneminde yargılama yetkisi sadece Danıştay'a ait iken 1982 yılında kabul edilen 2575 sayılı Danıştay Kanunu, 2576 sayılı Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve İşleyişleri Hakkında Kanun ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun kabulü ile birlikte bu yetki Danıştay'dan alınarak ilk derece idare ve vergi mahkemelerine verilmiştir. Bir takım işlerin itirazen görüşülmesi amacıyla da bölge idare mahkemeleri faaliyete geçirilmiştir. Böylece iki dereceli bir yargılama sistemine geçilmiştir. Bölge idare mahkemelerinin itirazen baktığı iş sayısı da zamanla artırılarak bazı işlerin Danıştay'ın önüne gitmeden kesinleşmesi imkanı sağlanmıştır. Ancak 6545 sayılı Kanunun kabulü ile birlikte kimi davalar için üç dereceli bir yargılama sistemine geçilmiş iken, Danıştay'a gitmeden kesinleşen dava sayısında artışa gidilmiştir. Bölge idare mahkemesi sayısının 25 den 7 ye düşürülmesi yanı sıra bu yedi bölge idare mahkemelerinde çeşitli sayılarda uzmanlaşacak daireler açılarak bölge idare mahkemelerine bir nevi yerel küçük Danıştay özellikleri verilmiştir.

İdari yargı sisteminde bölge idare mahkemelerinin bulunuyor olmasına rağmen, itiraz yerine istinaf sistemine geçilmesiyle birlikte bir çok yenilik de ortaya çıkmıştır. Her yeni düzenleme ve yeni kurum gibi, kafalarda soru işaretleri oluşmuş olup, merak edilen bir çok yön bulunmaktadır. Elinizdeki çalışma ile bu sorulara cevap verilmeye çalışarak yeni kurumları ve oluşan yeni durumlar ifade edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda istinaf başvurusu ile ilgili 99 soru hazırlanarak bu sorulara yanıtlar oluşturulmuştur. Bu yanıtlar hazırlanırken uygulamanın getirdiği tecrübeler akademik bir çalışma hassasiyeti ile ele alınarak, okuyucuya sunulmuştur. Sorulara cevaplar verilirken akademik ve bilimsel eserlerden faydalanıldığı gibi, uygulamadaki durumlardan da yararlanılmıştır.
Çalışmanın sonunda, idari yargıda açılacak olan davaların çok büyük oranında ilk derece mahkemesince verilecek kararlarda bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulacağı için, çeşitli olaylardan hareketle örnek başvuru dilekçeleri hazırlanarak bu konudaki uygulayıcıların (avukat, idare temsilcisi, öğretim üyesi vs) erişimine sunulmuştur. Bu dilekçelerin farklı dava türlerinde olmasına dikkat edilerek oldukça çok sayıda dilekçe örneği verilmeye çalışılmıştır.

Onlara ayırmam gereken değerli zamanlarından çaldığımın farkında olduğum ve bana bu konuda destek olan ve kolaylık sağlayan çok Değerli Eşim Zehra ve çocuklarım Alperen Salih ile Ahmet Yiğit'e anlayışları için teşekkür ve minnetlerimi ifade ettikten sonra, bu çalışmayı hazırlama safhasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen güncel kararlara ulaşımımda kolaylık sağlayan tüm meslektaşlarıma, kitabın son halini okuyup gerekli düzeltmelerde yardımcı olan değerli kardeşim ve meslektaşım Yunus Eraslan Beyefendiye, kitabın dizgisinde büyük yardımları dokunan sevgili yeğenim Hüseyin Altınkaynak ile basımında emeği geçen Adalet Yayınevi adına Hakan Karaaslan ile birlikte tüm Adalet Yayınevi çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım.

Türk hukuk sistemi adli yargı ve idari yargı olmak üzere iki temel bölüme ayrılmaktadır. İdari yargı yerleri ile ilgili cumhuriyet döneminde yargılama yetkisi sadece Danıştay'a ait iken 1982 yılında kabul edilen 2575 sayılı Danıştay Kanunu, 2576 sayılı Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve İşleyişleri Hakkında Kanun ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun kabulü ile birlikte bu yetki Danıştay'dan alınarak ilk derece idare ve vergi mahkemelerine verilmiştir. Bir takım işlerin itirazen görüşülmesi amacıyla da bölge idare mahkemeleri faaliyete geçirilmiştir. Böylece iki dereceli bir yargılama sistemine geçilmiştir. Bölge idare mahkemelerinin itirazen baktığı iş sayısı da zamanla artırılarak bazı işlerin Danıştay'ın önüne gitmeden kesinleşmesi imkanı sağlanmıştır. Ancak 6545 sayılı Kanunun kabulü ile birlikte kimi davalar için üç dereceli bir yargılama sistemine geçilmiş iken, Danıştay'a gitmeden kesinleşen dava sayısında artışa gidilmiştir. Bölge idare mahkemesi sayısının 25 den 7 ye düşürülmesi yanı sıra bu yedi bölge idare mahkemelerinde çeşitli sayılarda uzmanlaşacak daireler açılarak bölge idare mahkemelerine bir nevi yerel küçük Danıştay özellikleri verilmiştir.

İdari yargı sisteminde bölge idare mahkemelerinin bulunuyor olmasına rağmen, itiraz yerine istinaf sistemine geçilmesiyle birlikte bir çok yenilik de ortaya çıkmıştır. Her yeni düzenleme ve yeni kurum gibi, kafalarda soru işaretleri oluşmuş olup, merak edilen bir çok yön bulunmaktadır. Elinizdeki çalışma ile bu sorulara cevap verilmeye çalışarak yeni kurumları ve oluşan yeni durumlar ifade edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda istinaf başvurusu ile ilgili 99 soru hazırlanarak bu sorulara yanıtlar oluşturulmuştur. Bu yanıtlar hazırlanırken uygulamanın getirdiği tecrübeler akademik bir çalışma hassasiyeti ile ele alınarak, okuyucuya sunulmuştur. Sorulara cevaplar verilirken akademik ve bilimsel eserlerden faydalanıldığı gibi, uygulamadaki durumlardan da yararlanılmıştır.
Çalışmanın sonunda, idari yargıda açılacak olan davaların çok büyük oranında ilk derece mahkemesince verilecek kararlarda bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulacağı için, çeşitli olaylardan hareketle örnek başvuru dilekçeleri hazırlanarak bu konudaki uygulayıcıların (avukat, idare temsilcisi, öğretim üyesi vs) erişimine sunulmuştur. Bu dilekçelerin farklı dava türlerinde olmasına dikkat edilerek oldukça çok sayıda dilekçe örneği verilmeye çalışılmıştır.

Onlara ayırmam gereken değerli zamanlarından çaldığımın farkında olduğum ve bana bu konuda destek olan ve kolaylık sağlayan çok Değerli Eşim Zehra ve çocuklarım Alperen Salih ile Ahmet Yiğit'e anlayışları için teşekkür ve minnetlerimi ifade ettikten sonra, bu çalışmayı hazırlama safhasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen güncel kararlara ulaşımımda kolaylık sağlayan tüm meslektaşlarıma, kitabın son halini okuyup gerekli düzeltmelerde yardımcı olan değerli kardeşim ve meslektaşım Yunus Eraslan Beyefendiye, kitabın dizgisinde büyük yardımları dokunan sevgili yeğenim Hüseyin Altınkaynak ile basımında emeği geçen Adalet Yayınevi adına Hakan Karaaslan ile birlikte tüm Adalet Yayınevi çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat