Toplumumuz hasta! İdeolojilerin müsebbibi olduğu "tutulmamış yaslar, dilenmemiş özürler” var. Tutulmamış tüm yaslarını tut; dilenmemiş tüm özürlerini dile. Hastalığımız, tutulmamış yaslardan; dilenmemiş özürlerden geliyor zira.
İdeolojinin, kişileri, anlayışları, sınıfları kendi içlerinde birbirine bağlayan, onların adeta bir yörünge biçiminde yan yana durmalarını sağlayan bir birleştirici, bir tutkal olduğunu söyleyebiliriz. Bunu becermek için tanrı kuvvetinde bir iradeye ihtiyaç olduğu tartışmasızdır. Ona yeryüzü tanrısı demekte bir sakınca görülmemelidir. Diğer tüm tanrılar gibi ötekileştirmeden beslenir. Zulüm, ötekileştirme böylesi bir tanrının mahiyetinde gerçekleşir. (...) İdeolojiler acı çeken insanlara ihtiyaç duyar. Keza acı, iktidar olma ihtiyacını artırır; hayatın gerçek boyutlarını görme konusunda körleştirir insanı. (...)
Toplumsal yaşamda taraftar toplamak için ona çeşitli entelektüel kılıflar dikildi. Böylece, seküler ya da uhrevi yaşamda bir tür duaya dönüştü. Yanılmak, kandırılmak ve hatta ölmek pahasına...... Bir ömür boyu onun gölgesinde sebat edilir oldu. Bilinçlerde yarattığı imge esrarengizdi! Onun sahte cazibesi buradan geldi belki de. Hükümsüz ütopyalar biriktire biriktire, “anlam”ı tekeline ala ala kendini var kıldı!
Evet, dünya adaletsizlik tarafından yönetiliyor. Bu bir gerçek, zira dünya ideolojiler tarafından yönetiliyor.
Toplumumuz hasta! İdeolojilerin müsebbibi olduğu "tutulmamış yaslar, dilenmemiş özürler” var. Tutulmamış tüm yaslarını tut; dilenmemiş tüm özürlerini dile. Hastalığımız, tutulmamış yaslardan; dilenmemiş özürlerden geliyor zira.
İdeolojinin, kişileri, anlayışları, sınıfları kendi içlerinde birbirine bağlayan, onların adeta bir yörünge biçiminde yan yana durmalarını sağlayan bir birleştirici, bir tutkal olduğunu söyleyebiliriz. Bunu becermek için tanrı kuvvetinde bir iradeye ihtiyaç olduğu tartışmasızdır. Ona yeryüzü tanrısı demekte bir sakınca görülmemelidir. Diğer tüm tanrılar gibi ötekileştirmeden beslenir. Zulüm, ötekileştirme böylesi bir tanrının mahiyetinde gerçekleşir. (...) İdeolojiler acı çeken insanlara ihtiyaç duyar. Keza acı, iktidar olma ihtiyacını artırır; hayatın gerçek boyutlarını görme konusunda körleştirir insanı. (...)
Toplumsal yaşamda taraftar toplamak için ona çeşitli entelektüel kılıflar dikildi. Böylece, seküler ya da uhrevi yaşamda bir tür duaya dönüştü. Yanılmak, kandırılmak ve hatta ölmek pahasına...... Bir ömür boyu onun gölgesinde sebat edilir oldu. Bilinçlerde yarattığı imge esrarengizdi! Onun sahte cazibesi buradan geldi belki de. Hükümsüz ütopyalar biriktire biriktire, “anlam”ı tekeline ala ala kendini var kıldı!
Evet, dünya adaletsizlik tarafından yönetiliyor. Bu bir gerçek, zira dünya ideolojiler tarafından yönetiliyor.