'İhanete Uğramış Ayaklanma' bize, Kıbrıslı Türklerin, Denktaş'ın iktidardan düşmesini sağlayan güçlü hareketini anlatmaktadır. Kıbrıslı Türklerin ayaklanması, Kıbrıslı Türklerin liderliğinin değişmesinden çok daha önemli başka bir şeyi, Kıbrıs Türk toplumunun ve genel anlamda Kıbrıs'ın tarihindeki bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Kıbrıslı Türkler, geleneksel ve tutucu Kıbrıs Rum liderliğinin sistematik bir şekilde güttükleri; Kıbrıs Türk toplumunun var olmadığı ve Kıbrıslı Türklerin yalnızca Türkiye'nin çıkarlarını korumak amacıyla Ankara'nın emirleri doğrultusunda hareket eden sabit bir toplum olduğu yalanını ortaya çıkaracak gelişmelerin oluşmasında başlıca etken olmuşlardır.
Günümüze kadar sürdürülen ve gerçek dışı milliyetçi hedeflere sahip dar görüşlü politikayı desteklemek için gerekli olan bu teori, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıslı Türklerin içerisinde gelişmekte olan derin değişimleri görmesine engel olmuştur. Böylelikle Kıbrıs Rum liderliği, 'Bu Memleket Bizim Platformu'nun', sadece Kıbrıslı Türkler için değil, önyargılar ve etnik ayrımcılık olmaksızın adada yaşayan herkes için 'farklı bir Kıbrıs' vizyonunu ve inancını vurguladığı açıklamasını göz ardı etmiştir.
Kıbrıslı Rumları düşman olarak gören ve Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların birlikte yaşamasının imkansız olduğu politikasını güden Kıbrıs Türk toplumunun içerisindeki milliyetçi çevrelerin tutumu da benzer şekildeydi. Rauf Denktaş, Kıbrıslı bir Türk'ün kaldığı evin Kıbrıslı Rum sahibi ile 1974'ten sonra, ilk kez, karşılaşması durumunda birbirlerini öldürecekleri öngörüsünde bulunuyordu. Bunun aksine, 2003 Nisan ayında Yeşil Hattaki sınırlamaların gevşetildiğinde eşi görülmemiş bir şey gerçekleşti. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar evlerinin kapılarını açtılar ve ev sahiplerini içtenlikle misafir ettiler. Karşılıklı oturarak ortak acılarından ve Kıbrıs sorununun en kısa sürede çözülmesi dileklerinden söz ettiler.
'İhanete Uğramış Ayaklanma' bize, Kıbrıslı Türklerin, Denktaş'ın iktidardan düşmesini sağlayan güçlü hareketini anlatmaktadır. Kıbrıslı Türklerin ayaklanması, Kıbrıslı Türklerin liderliğinin değişmesinden çok daha önemli başka bir şeyi, Kıbrıs Türk toplumunun ve genel anlamda Kıbrıs'ın tarihindeki bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Kıbrıslı Türkler, geleneksel ve tutucu Kıbrıs Rum liderliğinin sistematik bir şekilde güttükleri; Kıbrıs Türk toplumunun var olmadığı ve Kıbrıslı Türklerin yalnızca Türkiye'nin çıkarlarını korumak amacıyla Ankara'nın emirleri doğrultusunda hareket eden sabit bir toplum olduğu yalanını ortaya çıkaracak gelişmelerin oluşmasında başlıca etken olmuşlardır.
Günümüze kadar sürdürülen ve gerçek dışı milliyetçi hedeflere sahip dar görüşlü politikayı desteklemek için gerekli olan bu teori, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıslı Türklerin içerisinde gelişmekte olan derin değişimleri görmesine engel olmuştur. Böylelikle Kıbrıs Rum liderliği, 'Bu Memleket Bizim Platformu'nun', sadece Kıbrıslı Türkler için değil, önyargılar ve etnik ayrımcılık olmaksızın adada yaşayan herkes için 'farklı bir Kıbrıs' vizyonunu ve inancını vurguladığı açıklamasını göz ardı etmiştir.
Kıbrıslı Rumları düşman olarak gören ve Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların birlikte yaşamasının imkansız olduğu politikasını güden Kıbrıs Türk toplumunun içerisindeki milliyetçi çevrelerin tutumu da benzer şekildeydi. Rauf Denktaş, Kıbrıslı bir Türk'ün kaldığı evin Kıbrıslı Rum sahibi ile 1974'ten sonra, ilk kez, karşılaşması durumunda birbirlerini öldürecekleri öngörüsünde bulunuyordu. Bunun aksine, 2003 Nisan ayında Yeşil Hattaki sınırlamaların gevşetildiğinde eşi görülmemiş bir şey gerçekleşti. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar evlerinin kapılarını açtılar ve ev sahiplerini içtenlikle misafir ettiler. Karşılıklı oturarak ortak acılarından ve Kıbrıs sorununun en kısa sürede çözülmesi dileklerinden söz ettiler.