Anadolu âşıkların yurdudur. Mezhebi, dini, dili fark etmeksizin Anadolu insanı; yaşadıklarını, hissettiklerini, inandıklarını içinden geldiği gibi ve en samimi şekilde nazma döker. Bunlar arasında inançla alakalı olan şiirler, “tekke edebiyatı” yahut “dinî-tasavvufî edebiyat” diye tabir edilen bir geleneğin mahsulü sayılırlar. Bu geleneğin içinde ise Alevî-Bektaşî şairler; kendine has söyleyişleri, dünyaya, inanca dervişane ve kendilerine has bir edayla yaklaşmaları yönünden şüphesiz ayrı bir önemi haizdirler ve kendilerine has bir zümre edebiyatının temsilcisidirler. Alevî-Bektaşî toplumu için şiir söylemek yalnızca bir uğraşıdan çok öte olup kültürel açıdan Alevî-Bektaşîliğin ta kendisidir. Bu sebeple Alevî-Bektaşî âşıkların söyledikleri şiirler; yalnızca edebi araştırmaların değil teolojiden, toplumsal psikolojiye dek sayısız alanın ilgisini cezbeder. O halde, değeri anlaşılamamış yahut eserleri kıyıda, köşede kalmış âşıkların şiirlerinin kayıt altına alınarak yayınlanması, her yönden gerekli bir görev olarak meydana çıkar.
Anadolu âşıkların yurdudur. Mezhebi, dini, dili fark etmeksizin Anadolu insanı; yaşadıklarını, hissettiklerini, inandıklarını içinden geldiği gibi ve en samimi şekilde nazma döker. Bunlar arasında inançla alakalı olan şiirler, “tekke edebiyatı” yahut “dinî-tasavvufî edebiyat” diye tabir edilen bir geleneğin mahsulü sayılırlar. Bu geleneğin içinde ise Alevî-Bektaşî şairler; kendine has söyleyişleri, dünyaya, inanca dervişane ve kendilerine has bir edayla yaklaşmaları yönünden şüphesiz ayrı bir önemi haizdirler ve kendilerine has bir zümre edebiyatının temsilcisidirler. Alevî-Bektaşî toplumu için şiir söylemek yalnızca bir uğraşıdan çok öte olup kültürel açıdan Alevî-Bektaşîliğin ta kendisidir. Bu sebeple Alevî-Bektaşî âşıkların söyledikleri şiirler; yalnızca edebi araştırmaların değil teolojiden, toplumsal psikolojiye dek sayısız alanın ilgisini cezbeder. O halde, değeri anlaşılamamış yahut eserleri kıyıda, köşede kalmış âşıkların şiirlerinin kayıt altına alınarak yayınlanması, her yönden gerekli bir görev olarak meydana çıkar.