1917’de Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali, Rus askerlerinin I.Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinden geri çekilmesine vesile olmuştu. Rus askerlerinin Anadolu topraklarından geri çekilişi, Türk Rus yakınlaşmasının zeminini oluşturmuş ve Anadolu’da başlayan Milli Mücadele Dönemi’nde Rusya, İngiltere ve Fransa’ya karşı başlayan Anadolu Hareketine maddi destekte bulunmuştu. Bu sürecin akabinde ortak düşman olarak görülen İngiltere ve Fransa gibi devletlere karşı birlikte hareket etme isteği doğmuş, bu durum iki devletin de menfaatine olmuştur.
Karşılıklı işbirliği esasına dayanan 1925 Dostluk Tarafsızlık Antlaşması ile Türkiye Rusya arasında yapılan ticaret antlaşmasıyla Türkiye ve Rusya’nın birlik olduğunu gören batılı devletler davranış ve durum değişikliği göstermiştir. Açıkçası Türkiye ve Rusya arasında bir yakınlık olmaması durumunda iki devlet de siyasi arenada yalnız kalmış olacak ve batılı güçler, yeni kurulan her iki devlet için de daha riskli ve tehlikeli adımlar atacaklardı. Bu bağlamda iki devletin yakınlaşma isteği batılı güçler karşısında güçlü kalabilme çabasından doğmuştur. Bu açıdan bakıldığında 1923-1938 Dönemi, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Sovyet Rusya açısından ayakta kalabilme mücadelesinin verildiği bir dönem olarak büyük öneme haizdir.
Türk Rus ilişkileri ile ilgili günümüze kadar çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Fakat bu araştırmalar genellikle siyasi olayları baz almıştır. Unutulmamalıdır ki kültürel ve ekonomik ilişkiler, iki devlet arasındaki dostluğun ve yakınlığın derecesini gösterdiği için siyasi ilişkiler kadar elzemdir. Ayrıca siyasi ilişkilerin izleri çabuk silinebilir yahut yapılan antlaşmalar fes edilebilir fakat kültürel ve ekonomik ilişkiler etkisini uzun yıllar devam ettirir. Bu düşünceden hareketle kültürel ve ekonomik ilişkileri konu edinen bu eserin hazırlığına başlanmıştır.
1917’de Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali, Rus askerlerinin I.Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinden geri çekilmesine vesile olmuştu. Rus askerlerinin Anadolu topraklarından geri çekilişi, Türk Rus yakınlaşmasının zeminini oluşturmuş ve Anadolu’da başlayan Milli Mücadele Dönemi’nde Rusya, İngiltere ve Fransa’ya karşı başlayan Anadolu Hareketine maddi destekte bulunmuştu. Bu sürecin akabinde ortak düşman olarak görülen İngiltere ve Fransa gibi devletlere karşı birlikte hareket etme isteği doğmuş, bu durum iki devletin de menfaatine olmuştur.
Karşılıklı işbirliği esasına dayanan 1925 Dostluk Tarafsızlık Antlaşması ile Türkiye Rusya arasında yapılan ticaret antlaşmasıyla Türkiye ve Rusya’nın birlik olduğunu gören batılı devletler davranış ve durum değişikliği göstermiştir. Açıkçası Türkiye ve Rusya arasında bir yakınlık olmaması durumunda iki devlet de siyasi arenada yalnız kalmış olacak ve batılı güçler, yeni kurulan her iki devlet için de daha riskli ve tehlikeli adımlar atacaklardı. Bu bağlamda iki devletin yakınlaşma isteği batılı güçler karşısında güçlü kalabilme çabasından doğmuştur. Bu açıdan bakıldığında 1923-1938 Dönemi, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Sovyet Rusya açısından ayakta kalabilme mücadelesinin verildiği bir dönem olarak büyük öneme haizdir.
Türk Rus ilişkileri ile ilgili günümüze kadar çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Fakat bu araştırmalar genellikle siyasi olayları baz almıştır. Unutulmamalıdır ki kültürel ve ekonomik ilişkiler, iki devlet arasındaki dostluğun ve yakınlığın derecesini gösterdiği için siyasi ilişkiler kadar elzemdir. Ayrıca siyasi ilişkilerin izleri çabuk silinebilir yahut yapılan antlaşmalar fes edilebilir fakat kültürel ve ekonomik ilişkiler etkisini uzun yıllar devam ettirir. Bu düşünceden hareketle kültürel ve ekonomik ilişkileri konu edinen bu eserin hazırlığına başlanmıştır.