Batıda eğitimini tamamlamış bir düşünür olarak Nureddin Topçu, Türkiye'nin yakın tarihinde batı tarzı eğitimden geçmiş aydın Müslüman tipinin oluşumunda dikkatten kaçan önemli bir rol oynamıştır. Bu alanda diğer müessir ve popüler isim daha önce şair ve edip olarak büyük şöhret kazanmış olan Necip Fazıl'dır. 1943'den itibaren aralıklarla yayımladığı Büyük Doğu mecmuasında daha vülger ve ajite edici tarzda bir neşriyat yürütmüştür. Topçu, politik yaklaşımlardan neredeyse tamamen uzak dururken. Necip Fazıl, her zaman siyasi tavırlar ortaya koymaya, geliştirmeye ve siyasi ilişkiler kurmaya yönelmiştir. Dikkati çeken nokta, her ikisinin de tahsillerini Avrupa'da tamamlamış veya sürdürmüş olmalarıdır. Topçu ile Necip Fazıl'in müşterek noktaları bununla da bitmiyor, her ikisinin de 1930'larda tanıştıkları nakşi şeyhleriyle ilişkilerinden sonra böyle bir mecraya girmeleri diğer önemli ortak taraflarını teşkil ediyor.
Nureddin Topçu ile Necip Fazıl'ı bir arada zikretmek, tek kitapta onların fikirlerini ve mücadelelerini anlatmak, pek alışılmış bir şey değil. Necip Fazıl'ın kitlelere daha fazla ulaşan tesiri. Nureddin Topçu'nun derinden seyreden fikirlerinin neredeyse görmezden gelinmesine yol açmıştır.
Tarz, tavır ve mizaç olarak hayli farklı iki yol açıcıyı tanıma konusunda bu kitabın bir başlangıç olacağını düşünüyoruz.
Batıda eğitimini tamamlamış bir düşünür olarak Nureddin Topçu, Türkiye'nin yakın tarihinde batı tarzı eğitimden geçmiş aydın Müslüman tipinin oluşumunda dikkatten kaçan önemli bir rol oynamıştır. Bu alanda diğer müessir ve popüler isim daha önce şair ve edip olarak büyük şöhret kazanmış olan Necip Fazıl'dır. 1943'den itibaren aralıklarla yayımladığı Büyük Doğu mecmuasında daha vülger ve ajite edici tarzda bir neşriyat yürütmüştür. Topçu, politik yaklaşımlardan neredeyse tamamen uzak dururken. Necip Fazıl, her zaman siyasi tavırlar ortaya koymaya, geliştirmeye ve siyasi ilişkiler kurmaya yönelmiştir. Dikkati çeken nokta, her ikisinin de tahsillerini Avrupa'da tamamlamış veya sürdürmüş olmalarıdır. Topçu ile Necip Fazıl'in müşterek noktaları bununla da bitmiyor, her ikisinin de 1930'larda tanıştıkları nakşi şeyhleriyle ilişkilerinden sonra böyle bir mecraya girmeleri diğer önemli ortak taraflarını teşkil ediyor.
Nureddin Topçu ile Necip Fazıl'ı bir arada zikretmek, tek kitapta onların fikirlerini ve mücadelelerini anlatmak, pek alışılmış bir şey değil. Necip Fazıl'ın kitlelere daha fazla ulaşan tesiri. Nureddin Topçu'nun derinden seyreden fikirlerinin neredeyse görmezden gelinmesine yol açmıştır.
Tarz, tavır ve mizaç olarak hayli farklı iki yol açıcıyı tanıma konusunda bu kitabın bir başlangıç olacağını düşünüyoruz.