İktisadın Kayıp Felsefesi'nde iktisatta felsefi tavır almanın, iktisat okuryazarı olmanın arka planına eğilen A. Dinç Alada, etik felsefe, epistemoloji ve ontolojinin kapsamını iktisat düşüncesinde inceleyerek özgün fikirler geliştiriyor. İktisadi düşünce tarihi alanındaki birikimini felsefeleri canlandırmak için yeniden gözden geçiren yazar, öncü iktisat düşünürleri ile neoliberalizmin akıl yürütüşünü karşı karşıya getirerek yeni soruların sorulmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca, İdris Küçükömer ile Adam Smith ilişkilendirmesi üzerine yazdıkları ve yarattığı tartışma ile okuyucuyu Türkiye'de iktisat düşüncesinin sorun alanına bir çırpıda taşıyor.
"Kapitalizmin talihsiz hareket alanına, hâkimiyet ilişkilerinin değişen yüzüne, moral ya da sosyal felsefeden ekonomi politiğe, ekonomi politikten ilm-i iktisada tek yönlü bir yol izlemeden yönelişe, yaşanan dönüşüme bağlı olarak, felsefelerin sessiz sedasız, suların çekilmesi gibi, kaybolup gittikleri kanaatine yaklaşılmıştır. Adam Smith, Karl Marx, John Stuart Mill gibi kendilerini iktisadiyatın alanı ile sınırlamayan, toplum içinde insanı ve onun sorunlarını ilgilendiren tüm alanlarda iz bırakan eserler vermiş düşünürleri bir tarafa ayırdığımızda, felsefenin ana yollarının (etik, epistemoloji, ontoloji, metodoloji) 'iktisat' bilim alanı için çoğunlukla çıkmaza girdiği anlaşılıyor".
İktisadın Kayıp Felsefesi'nde iktisatta felsefi tavır almanın, iktisat okuryazarı olmanın arka planına eğilen A. Dinç Alada, etik felsefe, epistemoloji ve ontolojinin kapsamını iktisat düşüncesinde inceleyerek özgün fikirler geliştiriyor. İktisadi düşünce tarihi alanındaki birikimini felsefeleri canlandırmak için yeniden gözden geçiren yazar, öncü iktisat düşünürleri ile neoliberalizmin akıl yürütüşünü karşı karşıya getirerek yeni soruların sorulmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca, İdris Küçükömer ile Adam Smith ilişkilendirmesi üzerine yazdıkları ve yarattığı tartışma ile okuyucuyu Türkiye'de iktisat düşüncesinin sorun alanına bir çırpıda taşıyor.
"Kapitalizmin talihsiz hareket alanına, hâkimiyet ilişkilerinin değişen yüzüne, moral ya da sosyal felsefeden ekonomi politiğe, ekonomi politikten ilm-i iktisada tek yönlü bir yol izlemeden yönelişe, yaşanan dönüşüme bağlı olarak, felsefelerin sessiz sedasız, suların çekilmesi gibi, kaybolup gittikleri kanaatine yaklaşılmıştır. Adam Smith, Karl Marx, John Stuart Mill gibi kendilerini iktisadiyatın alanı ile sınırlamayan, toplum içinde insanı ve onun sorunlarını ilgilendiren tüm alanlarda iz bırakan eserler vermiş düşünürleri bir tarafa ayırdığımızda, felsefenin ana yollarının (etik, epistemoloji, ontoloji, metodoloji) 'iktisat' bilim alanı için çoğunlukla çıkmaza girdiği anlaşılıyor".