Bir "bilim" olabilmek için "politik" nitelik taşımaktan vazgeçen iktisat yöntemsel açıdan tarihi analiz dışında tutmuştur. Bilim olarak iktisadın, doğa bilimlerine yaklaşması ve fiziğin yönetimini kendine rehber edinmesi iktisada teorik mükemmelik yönünde teknik ilerleme sağlarken politik iktisadın imkanlarından yoksun, toplumdan, tarihten ve insandan bağımsız bir iktisat bilgisinin üretilmesine yol açmıştır. Bir başka deyişle, iktisadın alanına piyasa ile sınırlayan statik yaklaşımlarda iktisat bilgisi, a priori yöntemle, tarih dışı bir alanda üretilir hale gelmiştir. Buna karşın, sermaye birikimi ve teknolojik gelişme süreçlerini ele alan kuramlar, dinamik değişme sürecini ve dolayısıyla tarihsel yöntemi kullanmak durumundadır.
İktisadi Düşünce Girişimi üyelerinin İktisat ve Tarih Çalıştayı'nda sundukları metinlerden oluşan bu kitap, gerek anaakım gerekse de heterodoks yaklaşımlar yoluyla iktisadın tarihle olan bağını araştırıyor. Kapitalist sistemin analizinin tarihsel bir bakış açısından yoksun bir biçimde yapılmasının mümkün olmadığı savından hareketle, tarihsel yaklaşımının, teorik mükemmellik ile olan çatışmasının, tarih ve iktisat ilişkisini yeniden tartışmaya değer kıldığını düşünüyoruz.
Bir "bilim" olabilmek için "politik" nitelik taşımaktan vazgeçen iktisat yöntemsel açıdan tarihi analiz dışında tutmuştur. Bilim olarak iktisadın, doğa bilimlerine yaklaşması ve fiziğin yönetimini kendine rehber edinmesi iktisada teorik mükemmelik yönünde teknik ilerleme sağlarken politik iktisadın imkanlarından yoksun, toplumdan, tarihten ve insandan bağımsız bir iktisat bilgisinin üretilmesine yol açmıştır. Bir başka deyişle, iktisadın alanına piyasa ile sınırlayan statik yaklaşımlarda iktisat bilgisi, a priori yöntemle, tarih dışı bir alanda üretilir hale gelmiştir. Buna karşın, sermaye birikimi ve teknolojik gelişme süreçlerini ele alan kuramlar, dinamik değişme sürecini ve dolayısıyla tarihsel yöntemi kullanmak durumundadır.
İktisadi Düşünce Girişimi üyelerinin İktisat ve Tarih Çalıştayı'nda sundukları metinlerden oluşan bu kitap, gerek anaakım gerekse de heterodoks yaklaşımlar yoluyla iktisadın tarihle olan bağını araştırıyor. Kapitalist sistemin analizinin tarihsel bir bakış açısından yoksun bir biçimde yapılmasının mümkün olmadığı savından hareketle, tarihsel yaklaşımının, teorik mükemmellik ile olan çatışmasının, tarih ve iktisat ilişkisini yeniden tartışmaya değer kıldığını düşünüyoruz.