İlahi Tecelliler

Stok Kodu:
9786257555364
Boyut:
12x19.5
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
125,00TL
87,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,69TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786257555364
1242290
İlahi Tecelliler
İlahi Tecelliler
87.50

Bu kitap iki kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısım mebdeye yani fâil nedene, ikinci kısım ise gayeye yani meâda aittir. Bu ikisinin yanında kitapta yoğun olarak işlenen konular Tanrı ispatlaması, ilâhî isimler, âhiret halleri, âlemin hudûsu, ölüm, kabir azabı, tenâsüh, kıyamet, cismânî haşr, cehennemi koruyan on dokuz zebani, rüya ve benzeri meselelerdir. 
Kitapta öne çıkan en önemli konulardan biri Tanrı ispatlamasıdır. Bilindiği üzere kadîm dünyada modern anlamda Tanrı ispatlaması sorun olarak ele alınmamış daha çok Tanrı’nın isim ve sıfatları tartışılmıştır. Genellikle metafizikçi filozoflar Tanrı ispatlamasında iki tavır sergilemişlerdir. Birincisi rasyonel anlamda Tanrı ispatı yapmak ki bu açıdan onlar, benzer delilleri tekrarlamışlardır. İkincisi bireysel anlamda Tanrı ispatlamasıdır. Bu daha çok varlık esaslı ve bireysel bir tutum olup kişinin kendince Tanrı’yı tecrübe etmesine, tanımasına ve O’na benzemeye çalışmasına dayanır. Bu noktada filozoflar Tanrı’ya benzemeyi yani teellühü gerçek anlamda felsefe yapmak olarak değerlendirirler. Bunun için filozofun hem teorik felsefede hem de pratik felsefede yetkinleşmesi gerekir. Özetle geleneksel dünyada Tanrı ispatlamasının metafizikçi filozof ve ârifin kendi varlığı üzerinden yapıldığı söylenebilir. 
Molla Sadrâ da ilk olarak Tanrı ispatlamasını İbn Sînâ’nın ortaya koyduğu ancak açıklamasını bütün bir metafiziğine ve kendisinden sonra gelen filozoflara bıraktığı Sıddıkîn delili üzerinden yapar. Tanrı’nın varlığının en güçlü ikinci delili ise insanın kendisini bilmesidir. Sadrâ bunu kitabın önsözünde dile getirir. Mukaddimede ise insan nefsini soyut ve somut âlemleri birleştiren heyûlânî akıl olarak değerlendirir. Birinci bölüm Tanrı’nın birliği, isim ve sıfatlarını konu edinmekle devam eder. 
Kitabın ikinci kısmı meâd konularını incelemektedir. Özellikle sırat konusuna vurgu yapılması Sadrâ’nın bu meseleye gösterdiği önemi ortaya koyar. Çünkü “doğru yol” benzetmesi Kur’ân’ın önsözü ve özeti olan Fâtiha Sûresine girecek kadar önemli ve yoğun bir anlama sahiptir.

Bu kitap iki kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısım mebdeye yani fâil nedene, ikinci kısım ise gayeye yani meâda aittir. Bu ikisinin yanında kitapta yoğun olarak işlenen konular Tanrı ispatlaması, ilâhî isimler, âhiret halleri, âlemin hudûsu, ölüm, kabir azabı, tenâsüh, kıyamet, cismânî haşr, cehennemi koruyan on dokuz zebani, rüya ve benzeri meselelerdir. 
Kitapta öne çıkan en önemli konulardan biri Tanrı ispatlamasıdır. Bilindiği üzere kadîm dünyada modern anlamda Tanrı ispatlaması sorun olarak ele alınmamış daha çok Tanrı’nın isim ve sıfatları tartışılmıştır. Genellikle metafizikçi filozoflar Tanrı ispatlamasında iki tavır sergilemişlerdir. Birincisi rasyonel anlamda Tanrı ispatı yapmak ki bu açıdan onlar, benzer delilleri tekrarlamışlardır. İkincisi bireysel anlamda Tanrı ispatlamasıdır. Bu daha çok varlık esaslı ve bireysel bir tutum olup kişinin kendince Tanrı’yı tecrübe etmesine, tanımasına ve O’na benzemeye çalışmasına dayanır. Bu noktada filozoflar Tanrı’ya benzemeyi yani teellühü gerçek anlamda felsefe yapmak olarak değerlendirirler. Bunun için filozofun hem teorik felsefede hem de pratik felsefede yetkinleşmesi gerekir. Özetle geleneksel dünyada Tanrı ispatlamasının metafizikçi filozof ve ârifin kendi varlığı üzerinden yapıldığı söylenebilir. 
Molla Sadrâ da ilk olarak Tanrı ispatlamasını İbn Sînâ’nın ortaya koyduğu ancak açıklamasını bütün bir metafiziğine ve kendisinden sonra gelen filozoflara bıraktığı Sıddıkîn delili üzerinden yapar. Tanrı’nın varlığının en güçlü ikinci delili ise insanın kendisini bilmesidir. Sadrâ bunu kitabın önsözünde dile getirir. Mukaddimede ise insan nefsini soyut ve somut âlemleri birleştiren heyûlânî akıl olarak değerlendirir. Birinci bölüm Tanrı’nın birliği, isim ve sıfatlarını konu edinmekle devam eder. 
Kitabın ikinci kısmı meâd konularını incelemektedir. Özellikle sırat konusuna vurgu yapılması Sadrâ’nın bu meseleye gösterdiği önemi ortaya koyar. Çünkü “doğru yol” benzetmesi Kur’ân’ın önsözü ve özeti olan Fâtiha Sûresine girecek kadar önemli ve yoğun bir anlama sahiptir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat