Âdâb-ı muâşeret, insana, toplum içerisinde saygın bir birey olarak yaşayabilmek için lazım olan nezaket kurallarını öğreten, insani ilişkilerde uyulacak ölçülü ve nazik davranışların şeklini ortaya koyan, kişiyi toplum içerisinde erdemli ve saygıya layık kılan söz, iş ve davranış biçimlerini kapsayan önemli bir disiplindir.Ahlâk olmadan insanların yönetimi için kanunların yetersizliği nasıl bir gerçekse; güzel ahlâkın bir nevî hayata uygulanış şekli olan âdâb-ı muâşeret olmadan da ahlâkın bir görüş olmaktan öteye geçmeyeceği öyle bir gerçektir. Bu demektir ki, bireysel ve sosyal hayatta âdâb-ı muâşeret olmadan ahlâkın, ahlâk olmadan da kanunların fert için dünya ve ahiret mutluluğunu temin edebileceğini söylemek pek mümkün değildir.
Âdâb-ı muâşeret, insana, toplum içerisinde saygın bir birey olarak yaşayabilmek için lazım olan nezaket kurallarını öğreten, insani ilişkilerde uyulacak ölçülü ve nazik davranışların şeklini ortaya koyan, kişiyi toplum içerisinde erdemli ve saygıya layık kılan söz, iş ve davranış biçimlerini kapsayan önemli bir disiplindir.Ahlâk olmadan insanların yönetimi için kanunların yetersizliği nasıl bir gerçekse; güzel ahlâkın bir nevî hayata uygulanış şekli olan âdâb-ı muâşeret olmadan da ahlâkın bir görüş olmaktan öteye geçmeyeceği öyle bir gerçektir. Bu demektir ki, bireysel ve sosyal hayatta âdâb-ı muâşeret olmadan ahlâkın, ahlâk olmadan da kanunların fert için dünya ve ahiret mutluluğunu temin edebileceğini söylemek pek mümkün değildir.