Dünyanın en tanınmış Zen ustalarından ruhani lider, şair, aktivist Thich Nhat Hanh İletişim Sanatı’nda hayattaki en önemli beceri olan iletişimi geliştirerek hem kendimizle hem başkalarıyla huzur, özgürlük ve esenlik içinde yaşamanın yollarını gösteriyor.
Buddhizm’in temel öğretilerinden hareketle evrensel öğretiler geliştiren Thich Nhat Hanh derinlemesine dinleme, sevgiyle konuşma ve farkındalıklı iletişim pratikleri yoluyla ilişkilerimizde mevcudiyete dayalı anlayışlı ve şefkatli bir yaklaşım geliştirmenin hayatımızı ve ilişkilerimizi dönüştürme, iyileştirme ve zenginleştirme gücünü ortaya koyuyor.
Gündelik etkileşimlerden, çift ve aile ilişkilerinden, iş hayatından, siyasi görüşmelerden örnekler vererek iletişimde yaşadığımız zorluklarla başa çıkmanın yollarını ve doğru iletişimin kendimizi ve dünyayı dönüştürme potansiyelini berrak ve bilgelik dolu bir üslupla anlatıyor.
“Hiçbir şey besinsiz hayatta kalamaz. Tükettiklerimiz bize şifa da olur zehir de. Beslenme deyince aklımıza sadece ağzımızdan girenler gelse de, gözümüzle, kulağımızla, burnumuzla, dilimizle, bedenimizle tükettiklerimiz de gıdadır. Çevremizde duyduğumuz konuşmalar ve iştirak ettiğimiz sohbetler de gıdadır. Peki, tükettiğimiz ve ürettiğimiz besinler sağlığımıza iyi geliyor mu, gelişimimize yardımcı oluyor mu?”
Dünyanın en tanınmış Zen ustalarından ruhani lider, şair, aktivist Thich Nhat Hanh İletişim Sanatı’nda hayattaki en önemli beceri olan iletişimi geliştirerek hem kendimizle hem başkalarıyla huzur, özgürlük ve esenlik içinde yaşamanın yollarını gösteriyor.
Buddhizm’in temel öğretilerinden hareketle evrensel öğretiler geliştiren Thich Nhat Hanh derinlemesine dinleme, sevgiyle konuşma ve farkındalıklı iletişim pratikleri yoluyla ilişkilerimizde mevcudiyete dayalı anlayışlı ve şefkatli bir yaklaşım geliştirmenin hayatımızı ve ilişkilerimizi dönüştürme, iyileştirme ve zenginleştirme gücünü ortaya koyuyor.
Gündelik etkileşimlerden, çift ve aile ilişkilerinden, iş hayatından, siyasi görüşmelerden örnekler vererek iletişimde yaşadığımız zorluklarla başa çıkmanın yollarını ve doğru iletişimin kendimizi ve dünyayı dönüştürme potansiyelini berrak ve bilgelik dolu bir üslupla anlatıyor.
“Hiçbir şey besinsiz hayatta kalamaz. Tükettiklerimiz bize şifa da olur zehir de. Beslenme deyince aklımıza sadece ağzımızdan girenler gelse de, gözümüzle, kulağımızla, burnumuzla, dilimizle, bedenimizle tükettiklerimiz de gıdadır. Çevremizde duyduğumuz konuşmalar ve iştirak ettiğimiz sohbetler de gıdadır. Peki, tükettiğimiz ve ürettiğimiz besinler sağlığımıza iyi geliyor mu, gelişimimize yardımcı oluyor mu?”