Eyüp Şahin ilk defa yayınlanan belgelerle “Hasan Tahsin Efsanesi” yalanını deşifre ediyor. Uzun araştırmalara dayalı bu eserde, gerçek Hasan Tahsin'i, Hasan Tahsin adıyla suikast düzenleyen Osman Nevres'i, İzmir'de ilk kurşun olayını ve Cumhuriyet sonrası yürütülen algı operasyonunu tüm detaylarıyla bulacaksınız.
Hasan Tahsin Recep'in ifade edildiği gibi bir kahraman olmadığı ve İzmir'deki ilk kurşunu atmadığı görüşünü benimseyen yazarların gazete ve dergilerdeki yazıları, halkı yeterince etkilemediğinden yanlış algılamaya karşı oluşması gereken direncin dayanak noktası oluşmadı. Sonuçta, gazete ve dergi koleksiyonlarının içinde gözden uzakta kaldılar. Meydan, dönme ve dönme severlere kaldı. İstedikleri algıyı oluşturmak için önemli fırsatlar yakaladılar ve bu fırsatları da değerlendirme başarısını gösterdiler.
Son zamanlarda yapılan araştırma ve arşiv taramaları sonucunda, elde edilen hatıralarla yapılan karşılaştırmalar üzerine, İzmir'de atılan ilk kurşun mevzusu aydınlatılmaya başlandı. Bu doğrultuda yapılan başka çalışmaların ışığında, Hasan Tahsin'in ilk kurşunu (veya takip eden süreçte herhangi bir kurşun) atmadığı açıklığa kavuşturulmuş oldu. Bu da, 1970'li yıllarda ayyuka çıkarılan iddiaların ortadan kaldırılmasına sebebiyet verdi. Yeni çalışmalar yapılarak mesele aydınlığa kavuşturuldu. Öyle ki İzmir'de ve Hasan Tahsin adına yapılan “İlk Kurşun Anıtı” da tartışılır hale geldi.
Eyüp Şahin ilk defa yayınlanan belgelerle “Hasan Tahsin Efsanesi” yalanını deşifre ediyor. Uzun araştırmalara dayalı bu eserde, gerçek Hasan Tahsin'i, Hasan Tahsin adıyla suikast düzenleyen Osman Nevres'i, İzmir'de ilk kurşun olayını ve Cumhuriyet sonrası yürütülen algı operasyonunu tüm detaylarıyla bulacaksınız.
Hasan Tahsin Recep'in ifade edildiği gibi bir kahraman olmadığı ve İzmir'deki ilk kurşunu atmadığı görüşünü benimseyen yazarların gazete ve dergilerdeki yazıları, halkı yeterince etkilemediğinden yanlış algılamaya karşı oluşması gereken direncin dayanak noktası oluşmadı. Sonuçta, gazete ve dergi koleksiyonlarının içinde gözden uzakta kaldılar. Meydan, dönme ve dönme severlere kaldı. İstedikleri algıyı oluşturmak için önemli fırsatlar yakaladılar ve bu fırsatları da değerlendirme başarısını gösterdiler.
Son zamanlarda yapılan araştırma ve arşiv taramaları sonucunda, elde edilen hatıralarla yapılan karşılaştırmalar üzerine, İzmir'de atılan ilk kurşun mevzusu aydınlatılmaya başlandı. Bu doğrultuda yapılan başka çalışmaların ışığında, Hasan Tahsin'in ilk kurşunu (veya takip eden süreçte herhangi bir kurşun) atmadığı açıklığa kavuşturulmuş oldu. Bu da, 1970'li yıllarda ayyuka çıkarılan iddiaların ortadan kaldırılmasına sebebiyet verdi. Yeni çalışmalar yapılarak mesele aydınlığa kavuşturuldu. Öyle ki İzmir'de ve Hasan Tahsin adına yapılan “İlk Kurşun Anıtı” da tartışılır hale geldi.
