İlk Osmanlı Sefiri 28 Mehmet Çelebi'nin Fransa Anıları: Kafirlerin Cenneti

Stok Kodu:
9786057110718
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
208
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
160,00TL
120,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,67TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786057110718
1204981
İlk Osmanlı Sefiri 28 Mehmet Çelebi'nin Fransa Anıları: Kafirlerin Cenneti
İlk Osmanlı Sefiri 28 Mehmet Çelebi'nin Fransa Anıları: Kafirlerin Cenneti
120.00

Batılılar Orta Çağ'dan itibaren, İslam topraklarını dolaşıp Müslümanların töreleriyle geleneklerini öğrenmeye çalışırlarken, Müslüman devletler Batı hakkında tam bir bilgisizlik içerisinde yaşamayı sürdürmüştür.
XVIII. yüzyıla gelindiğinde ise, yüksek düzeyde bir Osmanlı görevlisi olan 28 Mehmed Çelebi, 1720-21 yıllarında Sultan III. Ahmed tarafından elçilik göreviyle Fransa'ya gönderildi. Bu durum, İstanbul kadar Paris'te de olağanüstü bir olay olarak algılandı.
Mehmed Efendi'nin öyküsü, bize, XVIII. yüzyıl başlarındaki Fransa'nın, kökenlerine bağlı anlayış ve kültürünü, derin bir merak ve keskin bir zeka sahibi bir Türk tarafından yeniden yaşatmaktadır. Bu eserde, onun Languedoc kanalının eklüz sistemini, Marly'nin büyük makinesini, kralın aynacılarının ayna parlatma tekniklerini ya da gözlemevinin aletlerini nasıl uygun bir biçimde betimlediğini ve "Kral'ın Bahçesi"nin bilimsel kuruluşlarını ya da askerî alanda, tatbikat yapan birliklerin disiplinlerini nasıl üstü kapalı bir şekilde örnek gösterdiğini göreceğiz.
Osmanlı İmparatorluğu'nda daha sonra Batılılaşma hareketinin zararları ne olursa olsun, Mehmet Efendi'nin öyküsü kesinlikle bunun öndeyişini ortaya koymaktadır.

Batılılar Orta Çağ'dan itibaren, İslam topraklarını dolaşıp Müslümanların töreleriyle geleneklerini öğrenmeye çalışırlarken, Müslüman devletler Batı hakkında tam bir bilgisizlik içerisinde yaşamayı sürdürmüştür.
XVIII. yüzyıla gelindiğinde ise, yüksek düzeyde bir Osmanlı görevlisi olan 28 Mehmed Çelebi, 1720-21 yıllarında Sultan III. Ahmed tarafından elçilik göreviyle Fransa'ya gönderildi. Bu durum, İstanbul kadar Paris'te de olağanüstü bir olay olarak algılandı.
Mehmed Efendi'nin öyküsü, bize, XVIII. yüzyıl başlarındaki Fransa'nın, kökenlerine bağlı anlayış ve kültürünü, derin bir merak ve keskin bir zeka sahibi bir Türk tarafından yeniden yaşatmaktadır. Bu eserde, onun Languedoc kanalının eklüz sistemini, Marly'nin büyük makinesini, kralın aynacılarının ayna parlatma tekniklerini ya da gözlemevinin aletlerini nasıl uygun bir biçimde betimlediğini ve "Kral'ın Bahçesi"nin bilimsel kuruluşlarını ya da askerî alanda, tatbikat yapan birliklerin disiplinlerini nasıl üstü kapalı bir şekilde örnek gösterdiğini göreceğiz.
Osmanlı İmparatorluğu'nda daha sonra Batılılaşma hareketinin zararları ne olursa olsun, Mehmet Efendi'nin öyküsü kesinlikle bunun öndeyişini ortaya koymaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat