İlm-i İlâhî-i Tabîî’nin dört farklı alfabeyle birlikte neşriyle, Türkiye’deki yayıncılık tarihinde bir ilke imza atıldığı ifade edilebilir. Eser, sadece bu vasfıyla bile oldukça ayrıcalıklı bir konumdadır. İçeriği ise klasik metafiziğin en üst konusu olan “Allah” hakkında düşünmeye hasredilmiştir. “İlm-i ilâhî-i tabîî”, günümüz Türkçesindeki doğal teoloji tabirinin karşılığıdır: Tabiat üzerinden, tabiatın ötesine doğru giden bir felsefe faaliyetidir. Herkesin paylaştığı gözlemlere ve sezgilere dayanarak, tabiatın sunduğu delillerle Tanrı hakkında düşünmektir. Kitabın yazarı, Amerikalı George F. Herrick, elli yıl Osmanlı İstanbulu’nda yaşamış bir isim. “Giriş” kısmında yer alan hayat hikayesi, Osmanlı’nın 1859-1911 aralığını çok farklı bir gözle anlamayı mümkün kılmaktadır. Haliyle, okuru her açıdan meraklı bir okuma serüveninin beklediği söylenebilir.
İlm-i İlâhî-i Tabîî’nin dört farklı alfabeyle birlikte neşriyle, Türkiye’deki yayıncılık tarihinde bir ilke imza atıldığı ifade edilebilir. Eser, sadece bu vasfıyla bile oldukça ayrıcalıklı bir konumdadır. İçeriği ise klasik metafiziğin en üst konusu olan “Allah” hakkında düşünmeye hasredilmiştir. “İlm-i ilâhî-i tabîî”, günümüz Türkçesindeki doğal teoloji tabirinin karşılığıdır: Tabiat üzerinden, tabiatın ötesine doğru giden bir felsefe faaliyetidir. Herkesin paylaştığı gözlemlere ve sezgilere dayanarak, tabiatın sunduğu delillerle Tanrı hakkında düşünmektir. Kitabın yazarı, Amerikalı George F. Herrick, elli yıl Osmanlı İstanbulu’nda yaşamış bir isim. “Giriş” kısmında yer alan hayat hikayesi, Osmanlı’nın 1859-1911 aralığını çok farklı bir gözle anlamayı mümkün kılmaktadır. Haliyle, okuru her açıdan meraklı bir okuma serüveninin beklediği söylenebilir.