Hz. Peygamber’in sahâbîleri, vahyin ilk muhatapları olmaları, üstün fedakârlıklar göstererek İslâm dinini yaşayıp yaşatmaları, yaymak için farklı beldelere göç etmeleri ve İslâm medeniyetinin kurucuları olmaları hasebiyle büyük bir öneme sahiptirler. Önemine binaen onları merkeze alan pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak yapılan çalışmalar genellikle ashabın faziletleri, dine yaptıkları hizmetler, sünnet anlayışları, hayatları, cennetle müjdelenenleri gibi yönlere işaret ettiğinden konunun henüz tam olarak anlaşıldığını söylemek güçtür. Ayrıca sahâbe mevzûsu Müslümanlar arasındaki öneminden dolayı lehinde veya aleyhinde çokça çalışmaların yapıldığı bir konudur. İslâm dünyasında Sünnîlerden sonra en fazla mensubu bulunan İmâmiyye Şîası hakkında hemen her dönemde çalışmalar yapılmıştır. Şîa’nın diğer İslâm ekollerinden farklı bir sahâbe tasavvuruna sahip olduğu ehlince müsellemdir. Ancak onların sahâbe anlayışını üstelik hadis kaynaklarına göre inceleyen derli toplu bir çalışmanın yapılmamış olması eserin önemini ortaya koymaktadır. Çalışmada, İmâmiyye Şîası’nın en eski temel hadis kaynaklarına müracaat edilmek suretiyle mezhebin sahâbe hakkındaki ana tasavvuru ortaya konulmuştur. Çalışmada karşılaşılan kaynak temininin güçlüğü ve dil problemi, bizzat İmâmiyye Şîası’nın önemli merkezlerinden olan İran’a gidilerek giderilmeye çalışılmıştır.
Hz. Peygamber’in sahâbîleri, vahyin ilk muhatapları olmaları, üstün fedakârlıklar göstererek İslâm dinini yaşayıp yaşatmaları, yaymak için farklı beldelere göç etmeleri ve İslâm medeniyetinin kurucuları olmaları hasebiyle büyük bir öneme sahiptirler. Önemine binaen onları merkeze alan pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak yapılan çalışmalar genellikle ashabın faziletleri, dine yaptıkları hizmetler, sünnet anlayışları, hayatları, cennetle müjdelenenleri gibi yönlere işaret ettiğinden konunun henüz tam olarak anlaşıldığını söylemek güçtür. Ayrıca sahâbe mevzûsu Müslümanlar arasındaki öneminden dolayı lehinde veya aleyhinde çokça çalışmaların yapıldığı bir konudur. İslâm dünyasında Sünnîlerden sonra en fazla mensubu bulunan İmâmiyye Şîası hakkında hemen her dönemde çalışmalar yapılmıştır. Şîa’nın diğer İslâm ekollerinden farklı bir sahâbe tasavvuruna sahip olduğu ehlince müsellemdir. Ancak onların sahâbe anlayışını üstelik hadis kaynaklarına göre inceleyen derli toplu bir çalışmanın yapılmamış olması eserin önemini ortaya koymaktadır. Çalışmada, İmâmiyye Şîası’nın en eski temel hadis kaynaklarına müracaat edilmek suretiyle mezhebin sahâbe hakkındaki ana tasavvuru ortaya konulmuştur. Çalışmada karşılaşılan kaynak temininin güçlüğü ve dil problemi, bizzat İmâmiyye Şîası’nın önemli merkezlerinden olan İran’a gidilerek giderilmeye çalışılmıştır.