İmdat İşaretleri, “genç yaşta aldığı ödüllerle dikkat çeken” Devrim Dirlikyapan'ın 16 yıllık uzun bir aradan sonra yayımladığı üçüncü şiir kitabı... Yollar ve şehirler, anılar ve hayaller arasında parçalanmış bir hayatın kimi zaman sessiz kimi zaman soluk soluğa işaretleri… Lefkoşa'dan Varşova'ya, Gezi Direnişi'nden kentsel dönüşümlere, akademiden casinolara, çok sevmenin mürekkebinden kendine dökülen nehir'lere, kaybolmuş yıllardan donmuş anlara yayılan geniş bir atlasın şiirleri… Her şeye rağmen parçaları birleştirmeye çalışan bir yap-boz mahkûmunun dinmek bilmeyen çağrısı belki de… “Sisin içinde yola çıkan iç konuşmaların uğultusu”… Müzikten sinemaya, edebiyattan tiyatroya yaptığı göndermelerle sesine ses katan onlarca imdat biçimi…
sırtımda paramparça evimle
kaplumbağanın izlerini arar gibi karda
susuyorum bir ağıtın parçaları arasında
şehrim benim, mutlu mahallem
ergen mafya elinde hayıflanan tenha
her yerde taşın gözyaşı, ağacın ağrısı
cam kovanımı öldürmüşler
yazık ki ömrümüz yok
bunca talanı hatırlamaya yetecek kadar
bu ülkenin anılarını nasıl onaracaklar
İmdat İşaretleri, “genç yaşta aldığı ödüllerle dikkat çeken” Devrim Dirlikyapan'ın 16 yıllık uzun bir aradan sonra yayımladığı üçüncü şiir kitabı... Yollar ve şehirler, anılar ve hayaller arasında parçalanmış bir hayatın kimi zaman sessiz kimi zaman soluk soluğa işaretleri… Lefkoşa'dan Varşova'ya, Gezi Direnişi'nden kentsel dönüşümlere, akademiden casinolara, çok sevmenin mürekkebinden kendine dökülen nehir'lere, kaybolmuş yıllardan donmuş anlara yayılan geniş bir atlasın şiirleri… Her şeye rağmen parçaları birleştirmeye çalışan bir yap-boz mahkûmunun dinmek bilmeyen çağrısı belki de… “Sisin içinde yola çıkan iç konuşmaların uğultusu”… Müzikten sinemaya, edebiyattan tiyatroya yaptığı göndermelerle sesine ses katan onlarca imdat biçimi…
sırtımda paramparça evimle
kaplumbağanın izlerini arar gibi karda
susuyorum bir ağıtın parçaları arasında
şehrim benim, mutlu mahallem
ergen mafya elinde hayıflanan tenha
her yerde taşın gözyaşı, ağacın ağrısı
cam kovanımı öldürmüşler
yazık ki ömrümüz yok
bunca talanı hatırlamaya yetecek kadar
bu ülkenin anılarını nasıl onaracaklar