Başından sonuna soluk kesici!
Frédéric Beigbeder
Antoine ve L... Biri siyasi arenada, diğeri dijital dünyada kendi imparatorluğunu kurma peşinde olan iki farklı karakter. Antoine, Fransa'nın karmaşık siyasi yapısında, bir milletvekilinin asistanı olarak yer edinmiş, ancak her geçen gün, inandığı değerlerin siyasetin derinliklerinde nasıl aşındığını izlemekte. Gençliğinde taşıdığı büyük idealleri, sistemin devasa dişlileri arasında sıkışmış bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Kendini "sıradan" biri olmaktan koruma çabası, onu her geçen gün daha da yalnızlaştırıyor.
Diğer yanda L, internetin sınırsız ve anarşik dünyasında, kuralları kendisinin yazdığı bir evrende varlık sürüyor. Yıllarını dijital direnişin, hacker gruplarının ve sanal savaşların ortasında geçiren L, devletlerin ve devasa sistemlerin karşısında siber bir savaşçı. İçinde kaybolduğu bu sanal dünyada, gerçeğin nerede başladığı ve nerede bittiği belirsizleşiyor. Gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki çizgi inceldikçe, L’nin kendini koruma mücadelesi de daha karmaşık hale geliyor.
Büyük beğeniyle karşılanan Kaybetme Sanatı’nın ardından, Türkiye’deki okurlarının karşısına bu kez İmparatorluk İçinde İmparatorluk Gibi ile çıkan Zeniter, modern dünyanın dijital ve siyasi güç odaklarını bir araya getiriyor. 2018 yılında Fransa’da Sarı Yelekliler hareketiyle başlayan halk isyanlarını arka planına alan roman, bireyin gücünü ve özgürlüğünü aradığı bir dönemi resmediyor.
Teknolojinin, siyasetin ve bireyin çarpıştığı bu etkileyici roman boyunca Zeniter günümüz toplumuna keskin bir bakış atmakla kalmıyor, okurlarını sosyal medyanın ve dijital dünyaların gölgesinde esaslı bir hakikat arayışına da çıkarıyor.
“İmparatorluk İçinde İmparatorluk Gibi” bir çağın yaşayan tablosu. Hem anlatan hem de şahitlik eden bir roman.
Başından sonuna soluk kesici!
Frédéric Beigbeder
Antoine ve L... Biri siyasi arenada, diğeri dijital dünyada kendi imparatorluğunu kurma peşinde olan iki farklı karakter. Antoine, Fransa'nın karmaşık siyasi yapısında, bir milletvekilinin asistanı olarak yer edinmiş, ancak her geçen gün, inandığı değerlerin siyasetin derinliklerinde nasıl aşındığını izlemekte. Gençliğinde taşıdığı büyük idealleri, sistemin devasa dişlileri arasında sıkışmış bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Kendini "sıradan" biri olmaktan koruma çabası, onu her geçen gün daha da yalnızlaştırıyor.
Diğer yanda L, internetin sınırsız ve anarşik dünyasında, kuralları kendisinin yazdığı bir evrende varlık sürüyor. Yıllarını dijital direnişin, hacker gruplarının ve sanal savaşların ortasında geçiren L, devletlerin ve devasa sistemlerin karşısında siber bir savaşçı. İçinde kaybolduğu bu sanal dünyada, gerçeğin nerede başladığı ve nerede bittiği belirsizleşiyor. Gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki çizgi inceldikçe, L’nin kendini koruma mücadelesi de daha karmaşık hale geliyor.
Büyük beğeniyle karşılanan Kaybetme Sanatı’nın ardından, Türkiye’deki okurlarının karşısına bu kez İmparatorluk İçinde İmparatorluk Gibi ile çıkan Zeniter, modern dünyanın dijital ve siyasi güç odaklarını bir araya getiriyor. 2018 yılında Fransa’da Sarı Yelekliler hareketiyle başlayan halk isyanlarını arka planına alan roman, bireyin gücünü ve özgürlüğünü aradığı bir dönemi resmediyor.
Teknolojinin, siyasetin ve bireyin çarpıştığı bu etkileyici roman boyunca Zeniter günümüz toplumuna keskin bir bakış atmakla kalmıyor, okurlarını sosyal medyanın ve dijital dünyaların gölgesinde esaslı bir hakikat arayışına da çıkarıyor.
“İmparatorluk İçinde İmparatorluk Gibi” bir çağın yaşayan tablosu. Hem anlatan hem de şahitlik eden bir roman.