Türk Milliyetçiliği, tarihimizde önce “Kültürel Türkçülük” olarak temayüz etmiştir. İmparatorluk devirlerinde asırlar boyu göz ardı edilen Türk kimliği, Tanzimat Devri ve sonrasındaki aydınların, dil edebiyat alanında ortaya koyduğu eserler üzerinden kendisini ilk olarak kültür hayatında göstermeye başlamıştır.
20. Yüzyıl’ın başında Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura ile Ziya Gökalp, görüşleriyle Kültürel Türkçülüğü bir adım ileri taşıyarak, ona millî-ideolojik hüviyet kazandırmışlardır.
Balkan topraklarının kaybedilmesinden sonra İttihatçılar’ın devlet politikası haline getirdiği Türk Milliyetçiliği, Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalizme karşı yürütülen millî mücadelenin temel ideolojisi ve meşalesi olmuştur.
Türk Milliyetçiliği, imparatorluk idarelerinde esamisi dahi okunmayan, hakir görülen öksüz bir halkın, asimile olmayı reddederek özüne dönme ve millî şahsiyetini bulma mücadelesinin isyankâr tezahürü olarak da değerlendirilebilir.
“Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Yükselişi”, Selçuklu ve Osmanlı asırlarında Orta Asya’da unutulan Türklüğün yeniden dirilişinin çileli hikâyesidir.
Türk Milliyetçiliği, tarihimizde önce “Kültürel Türkçülük” olarak temayüz etmiştir. İmparatorluk devirlerinde asırlar boyu göz ardı edilen Türk kimliği, Tanzimat Devri ve sonrasındaki aydınların, dil edebiyat alanında ortaya koyduğu eserler üzerinden kendisini ilk olarak kültür hayatında göstermeye başlamıştır.
20. Yüzyıl’ın başında Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura ile Ziya Gökalp, görüşleriyle Kültürel Türkçülüğü bir adım ileri taşıyarak, ona millî-ideolojik hüviyet kazandırmışlardır.
Balkan topraklarının kaybedilmesinden sonra İttihatçılar’ın devlet politikası haline getirdiği Türk Milliyetçiliği, Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalizme karşı yürütülen millî mücadelenin temel ideolojisi ve meşalesi olmuştur.
Türk Milliyetçiliği, imparatorluk idarelerinde esamisi dahi okunmayan, hakir görülen öksüz bir halkın, asimile olmayı reddederek özüne dönme ve millî şahsiyetini bulma mücadelesinin isyankâr tezahürü olarak da değerlendirilebilir.
“Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Yükselişi”, Selçuklu ve Osmanlı asırlarında Orta Asya’da unutulan Türklüğün yeniden dirilişinin çileli hikâyesidir.