Bütün büyük edebiyatların bel kemiğini teşkil eden maddi-manevi temel, ölçü, mizan, denge gibi unsurları bizim klasik ve çağdaş edebiyatımızda nasıl ve nerede görüyoruz? Dünden bugüne, geçmişten günümüze özelde edebiyatımızın, genelde de medeniyetimizin “ayarı” ve o ayarın ölçüldüğü “mi'yarı” nedir? O “ayar” ve “mi'yar” bugün hâlâ elimizde mi, yoksa onu kayıp mı ettik? Başka bir deyişle bizi “herkes gibi” olmaktan kurtarıp “kendimiz” kılan şey nedir? Yoksa kendimiz değil miyiz, yoksa herkes gibi miyiz?
M. Fatih Andı İnce Ayar Hassas Mi'yar'da Tevfik Fikret'ten Yahya Kemal'e, Ahmed Midhat Efendi'den Necip Fazıl ve Sezai Karakoç'a yalnız edebiyatımızı mihenk taşına vurmuyor, edebiyatımızdan yola çıkarak bütün bir medeniyetimizi, dünya uygarlıkları arasındaki mevzimizi, dünden bugüne yaşadığımız pek çok değişimi de kılı kırk yaran bir gözle tahlile tabi tutuyor.
Bütün büyük edebiyatların bel kemiğini teşkil eden maddi-manevi temel, ölçü, mizan, denge gibi unsurları bizim klasik ve çağdaş edebiyatımızda nasıl ve nerede görüyoruz? Dünden bugüne, geçmişten günümüze özelde edebiyatımızın, genelde de medeniyetimizin “ayarı” ve o ayarın ölçüldüğü “mi'yarı” nedir? O “ayar” ve “mi'yar” bugün hâlâ elimizde mi, yoksa onu kayıp mı ettik? Başka bir deyişle bizi “herkes gibi” olmaktan kurtarıp “kendimiz” kılan şey nedir? Yoksa kendimiz değil miyiz, yoksa herkes gibi miyiz?
M. Fatih Andı İnce Ayar Hassas Mi'yar'da Tevfik Fikret'ten Yahya Kemal'e, Ahmed Midhat Efendi'den Necip Fazıl ve Sezai Karakoç'a yalnız edebiyatımızı mihenk taşına vurmuyor, edebiyatımızdan yola çıkarak bütün bir medeniyetimizi, dünya uygarlıkları arasındaki mevzimizi, dünden bugüne yaşadığımız pek çok değişimi de kılı kırk yaran bir gözle tahlile tabi tutuyor.