Geçmişte olduğu gibi günümüzde de savaş, baskı, zulüm, kolonileştirme vb. insan hakları ihlalleriyle karşı karşıyayız. İnsan haklarının sadece "ahlaki iddialar" olduğu ve deneysel temellerden yoksun olduğu yönünde çeşitli felsefi eleştirilerle karşılaşılsa da insan hakları, insan onurunun ve değerinin korunması için en önemli doktrinlerden biridir. İnsanların etnik, milliyet ve ırksal kökenine bakılmaksızın sırf insan oldukları için kişilerin sahip olduğu düşünülen insan hakları vazgeçilmez, devredilmez, mutlak ve evrenseldirler.
Bu kitapta "insan", "hak", "insan hakları" ve "temel özgürlükler" kavramlarının ne oldukları üzerinde durulmakta ve özgürlük, eşitlik ve adalet için, saygıya layık olduğu düşünülen insan hayatı için ve en önemlisi onurlu bir yaşam için insan haklarının neden gerekli olduğu tartışılmaktadır.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de savaş, baskı, zulüm, kolonileştirme vb. insan hakları ihlalleriyle karşı karşıyayız. İnsan haklarının sadece "ahlaki iddialar" olduğu ve deneysel temellerden yoksun olduğu yönünde çeşitli felsefi eleştirilerle karşılaşılsa da insan hakları, insan onurunun ve değerinin korunması için en önemli doktrinlerden biridir. İnsanların etnik, milliyet ve ırksal kökenine bakılmaksızın sırf insan oldukları için kişilerin sahip olduğu düşünülen insan hakları vazgeçilmez, devredilmez, mutlak ve evrenseldirler.
Bu kitapta "insan", "hak", "insan hakları" ve "temel özgürlükler" kavramlarının ne oldukları üzerinde durulmakta ve özgürlük, eşitlik ve adalet için, saygıya layık olduğu düşünülen insan hayatı için ve en önemlisi onurlu bir yaşam için insan haklarının neden gerekli olduğu tartışılmaktadır.