Spengler, insanın kendi iradesiyle yön verdiği, güç istenciyle yarattığı; teknik, yöntem veya eylemlerin ardında hareket eden büyük olay katmanlarını işaretliyor. Spekülatif bir tarih felsefesine rağmen, dile getirdiklerinin adım adım gerçekleşmesiyle bir kâhin gibi karşımızda duran Alman filozof, dünyaya sırtını dönmüş fildişi kuledekilerin aksine, büyük bir tutkuyla, tarihsel morfolojisindeki bulgularının politik sahada da kendine yer bulabilmesinde ısrarcı davranıyor. “Tekniğin özü nedir?” sorusuna cevap ararken; Faustçu kültürün izlerini aşındırıyor, kullandıkları hayat taktiklerine atıfla insan ve hayvan arasındaki sınırları belirsizleştiriyor, birey ve tür olmak arasındaki gerilimin ortasında kalan bir “yırtıcının” trajik serüvenini anlatıyor.
Spengler, insanın kendi iradesiyle yön verdiği, güç istenciyle yarattığı; teknik, yöntem veya eylemlerin ardında hareket eden büyük olay katmanlarını işaretliyor. Spekülatif bir tarih felsefesine rağmen, dile getirdiklerinin adım adım gerçekleşmesiyle bir kâhin gibi karşımızda duran Alman filozof, dünyaya sırtını dönmüş fildişi kuledekilerin aksine, büyük bir tutkuyla, tarihsel morfolojisindeki bulgularının politik sahada da kendine yer bulabilmesinde ısrarcı davranıyor. “Tekniğin özü nedir?” sorusuna cevap ararken; Faustçu kültürün izlerini aşındırıyor, kullandıkları hayat taktiklerine atıfla insan ve hayvan arasındaki sınırları belirsizleştiriyor, birey ve tür olmak arasındaki gerilimin ortasında kalan bir “yırtıcının” trajik serüvenini anlatıyor.