Nietzsche, “insanca, pek insanca” diyeli hayli zaman geçti. Bu, onun ilk aforizma tarzı eseriydi. Zihninin belki fraktal biçimde işlemeye başladığı ilk eserdi. Şöyle diyordu: “Tüm filozofların ortak bir yanılgısı vardır. İşe bugünkü insandan başlayarak, onu inceleyince amacını anlayabileceklerini düşünürler. İçgüdüsel olarak ‘insan’ın önlerinde bir ezeli-ebedi hakikat olarak dolaştığını, anaforlarda değişmediğini, olguların güvenilir bir ölçeği olduğunu kabul ederler.” İnsanın ne olduğu, amacının ne olması gerektiğini söyleyip dururlar. Oysa insan sürekli bir dönüşüm hâlinde değil midir? Bir dönüşümler yığını olmalıdır insan. Özgür bir ruh için ya da özgürleşmek için bu gereklidir bize. İşte size “zaman fazlalığı” isteyen bir kitap daha! İnsan olarak sessiz kalmamalı, yeni bir şeyler okumalı. İnsan olarak ya da insan-olmadığını-bilen olarak
Nietzsche, “insanca, pek insanca” diyeli hayli zaman geçti. Bu, onun ilk aforizma tarzı eseriydi. Zihninin belki fraktal biçimde işlemeye başladığı ilk eserdi. Şöyle diyordu: “Tüm filozofların ortak bir yanılgısı vardır. İşe bugünkü insandan başlayarak, onu inceleyince amacını anlayabileceklerini düşünürler. İçgüdüsel olarak ‘insan’ın önlerinde bir ezeli-ebedi hakikat olarak dolaştığını, anaforlarda değişmediğini, olguların güvenilir bir ölçeği olduğunu kabul ederler.” İnsanın ne olduğu, amacının ne olması gerektiğini söyleyip dururlar. Oysa insan sürekli bir dönüşüm hâlinde değil midir? Bir dönüşümler yığını olmalıdır insan. Özgür bir ruh için ya da özgürleşmek için bu gereklidir bize. İşte size “zaman fazlalığı” isteyen bir kitap daha! İnsan olarak sessiz kalmamalı, yeni bir şeyler okumalı. İnsan olarak ya da insan-olmadığını-bilen olarak