“Ah, şu benim hâlim ne olacak? Öyle bir bilinmezlik içindeyim ki ne bir istikbalim var ne de ileride beni neyin beklediğine dair herhangi bir tahminim. Dönüp geriye bakmak ise çok korkutucu. Geçmişim acılarla dolu ve ne zaman maziyi hatırlasam, kalbim parçalanacak gibi olur. Hayatımı mahveden bu insanlar yüzünden hep ağlayıp duracağım.”
İnsancıklar, iki karakterin yazışmalarıyla ilerletilen bir hikâyeyi ele alır. Zorluklarla geçinen bu iki insan, toplumun yoksullara dayattığı türden aşağılanmalara maruz kalmaktadırlar. Kimsenin saygı duymadığı bu fakir insanların ellerinde kalan tek şey aralarındaki temiz sevgi ve ellerinin altındaki mektuplardır.
“Ah, şu benim hâlim ne olacak? Öyle bir bilinmezlik içindeyim ki ne bir istikbalim var ne de ileride beni neyin beklediğine dair herhangi bir tahminim. Dönüp geriye bakmak ise çok korkutucu. Geçmişim acılarla dolu ve ne zaman maziyi hatırlasam, kalbim parçalanacak gibi olur. Hayatımı mahveden bu insanlar yüzünden hep ağlayıp duracağım.”
İnsancıklar, iki karakterin yazışmalarıyla ilerletilen bir hikâyeyi ele alır. Zorluklarla geçinen bu iki insan, toplumun yoksullara dayattığı türden aşağılanmalara maruz kalmaktadırlar. Kimsenin saygı duymadığı bu fakir insanların ellerinde kalan tek şey aralarındaki temiz sevgi ve ellerinin altındaki mektuplardır.