1 Nusret Karaca – Soru-yorum (Şiir)
2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 53
Kavramların varoluşuyla dayanak noktaları üzerinde durmak, antropontolojinin temel konularından biridir. Dünyayı karmaşadan kurtaran, “khaos”u “kosmos”a dönüştüren kavramlar, başka bir anlatımla zihinsel çerçeveler olduğuna göre, kavramlarımızın dayanak noktasının ya da noktalarının ne ya da neler olduğunu ortaya koymak son derece önemlidir. Kavram ya da zihinsel çerçeve dışdünyada ve dilde neye karşılık gelmektedir? Kavramın başvuru noktasında ne ya da neler vardır? Yıllardan beri yaptığım çalışmalarda üzerinde en çok durduğum konulardan biri hep bu olmuştur.
6 Yakup Ruhi – Karanlık Sularda Kanlı Köpükler (Şiir)
7 Uluğ Nutku – İnanmanın Felsefesi Kitabına İki Ek*
Avrupalının Aydınlanma Hareketi’nin tarihsel kaynakları çok yönlü araştırılmıştır. Felsefe maddi oluşumların arkasındaki güdücü düşünceleri arar. Maddi oluşumlar kendiliklerinden gerçekleşmez; iradeyle gerçekleşir, yönlendirilir. Yönlendiren iradenin ne tür maddi etkilerle harekete geçtiği sorusu, maddeci tarihsel diyalektiğin temel sorusudur fakat felsefe için ikincildir; çünkü düşüncenin dönüştürücü etkisi olmadıkça, düşünceyi etkileyen maddi-ekonomik süreçler amaçsız kalır ve bunlar hakkında hiçbir bilinçlenme olmaz. Bu nedenle, maddi altyapının düşünsel üst yapıyı etkilediği ve biçimlendirdiği savı diyalektiği göstermeye yetmez.
11 Hayrettin Geçkin – n+1 (Şiir)
12 H. Haluk Erdem – Hayat Üzerine (1)
Merhaba. Adım Kadir. 25 yaşındayım ve kanser hastasıyım. Bir dizide gördüm: Kızın amansız nörolojik bir hastalığı vardı ve doktoru ona günlük tutmasını söylemişti. Ben de o sırada hastanede olduğumdan, nedense bu fikir aklıma yattı ve ben de günlük tutmam gerektiğini düşündüm. Çok uyuşuk olduğum için bu işi yedi ay sonra yapıyorum ve günlük yerine bilgisayara yazıyorum, şaka gibi. Ama nedeni çok basit, yazılacak çok şey var ve yazım o kadar çok kötü ki üst satırlara baktığımda ne yazdığımı zor anlıyorum ve de nedense kalemi tuttuğumda resmen parmaklarım uyuşuyor. O yüzden günlükten çok düz yazı tadında olacak; 31 Ekim tarihine kadar
18 Yusuf Çotuksöken – Özsözler Günlüğü (11) Ağustos 2020
“Dünya tarihine bir bakın: Hemen bütün devrimci girişimler, zaman içinde karşıt/ egemen sınıflarca sulandırılıp yok edilirken, ardında iğrenç bir bürokrasi çamuru oluşur. İşte çirkin politikaları ve politikacıları yetiştiren de bu çamurdur.”
21 Hasan Akarsu – Birkaç Kısa Şiir
22 Berrin Taş - Hep Yolda
8 Ekim 2020
Erkek sorunu...
Sabah gazeteleri açıyorum. Öldüren öldürene. Birbirleriyle yarışıyorlar sanki. Yaşatmakta yarışamayanlar öldürmekte yarışıyor. Kim daha ilginç öldürecek diye yarışma yapılsa bu erkekler birinciliği kazanır.
Okuduğum haberler Hürriyet’in bugünkü haberi. Hepsi aynı sayfada.
24 Prof. Dr. Coşkun Özdemir - Turgut Özakman
Almanya’da tiyatro eğitimi gördü. Onu bir tiyatro adamı olarak tanıdım, bu alanda sayısız eser verdiği iyi biliniyor. Onun yakın dostları bizim de iki sevgili dostumuz aracılığı ile tanıştık. Merhum Doğan Soylu’nun eşi Altın Soylu’nun evinde. Dünyanın en güzel badem ezmelerini yapan Sevim İşgüderin eşliğinde. Onun ardından görüşmelerimiz, telefon sohbetlerimiz süregeldi Tüyap’ta karşılaşıyorduk. Tarif edilmez bir çalışkanlığı var Özakman’ın.
26 Temel Demirer – Sinema Büyüsü (ve Büyücüleri) - 2
Kabul edilmelidir ki sinemamızın tartışmasız en önemli oyuncularından biri o. Canlandırdığı karakterlerle unutulmazlar arasına adını yazdıran, milyonların ezbere bildiği repliklere ses veren ve toplumsal bilinçaltımıza sanki yakın bir akrabamızmış gibi tanıdık gelen simasını nakşeden özel bir figürdür...
32 Yılmaz Gruda – Karanlığı Yontanlar (Hasan İzzettin Dinamo - Rıfat Ilgaz - A. Kadir - Suat Taşer - Enver Gökçe - Attila İlhan)
36 A. Didem Uslu – 2018-2019 Tiyatro sezonundan süren seçme oyunlar (7)
Komediyi çok seven Akla Kara’dan Robin Howden’ın yazdığı Süit oyunu bir komedi. Düğüne gelenler, seyirciler. Yatakta bir erkek (Bill) ve çarşafın altında bir kadın. Erkek evleniyormuş. Otelin balayı suitindeymiş. Rachel’la evlenecekmiş. Tom gelir, organizasyon ona bağlıdır. Bill, Tom’a bir kadınla uyandığını anlatır. Ben bu kızı nereden buldum diye sorar. Tipik bir komedide olduğu gibi iki arkadaş itişirler.
40 Berrin Taş – Kara Katran (Şiir)
45 Pınar Öztürk – Meçhul (Öykü)
Gülizar bu sokakların en deli kızıydı. Diyarbakırlı Rıza’nın barında akşam sekizden gece dörde kadar garsonluk yapardı. Yalvar yakar, araya tanıdıklar sokarak bulmuştu bu işi kendisine. Birkaç suçtan sabıkası vardı. Hırsızlıktı hepsi de. Tövbe etmişti. Temiz temiz çalışmak, şeytana uymamak istiyordu. Uzun siyah saçları, parlak pürüzsüz bir yüzü, bembeyaz dişleri vardı Gülizar’ın. Bazen kulağına büyük bir halka, bazen de burnuna kadar uzanan bir hızma takardı.
51 Nilüfer Uçar – İhtiyar Serçe (Şiir)
52 İnsancıl’a Mektup
54 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
2 Ekim Cuma
Az sonra İnsancıl’ın Ekim sayısı gelecek. Ekim sayısının anlamı şu. Berrin Taş’la birlikte yürüttüğümüz mücadelenin 30. yılı bitiyor.
Dile kolay, bu şekilde 30 yıldır bir dergi çıkıyor. Sırtını burjuvaziye dayayan küçük burjuva yazarların, dergi yöneticilerinin umurunda değil bu.
Umurunda olmamaları bir yana bir de için için küçümsüyorlar İnsancıl’ı.
Bu suskunluk karşısında İnsancıl susmayacak.
1 Nusret Karaca – Soru-yorum (Şiir)
2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 53
Kavramların varoluşuyla dayanak noktaları üzerinde durmak, antropontolojinin temel konularından biridir. Dünyayı karmaşadan kurtaran, “khaos”u “kosmos”a dönüştüren kavramlar, başka bir anlatımla zihinsel çerçeveler olduğuna göre, kavramlarımızın dayanak noktasının ya da noktalarının ne ya da neler olduğunu ortaya koymak son derece önemlidir. Kavram ya da zihinsel çerçeve dışdünyada ve dilde neye karşılık gelmektedir? Kavramın başvuru noktasında ne ya da neler vardır? Yıllardan beri yaptığım çalışmalarda üzerinde en çok durduğum konulardan biri hep bu olmuştur.
6 Yakup Ruhi – Karanlık Sularda Kanlı Köpükler (Şiir)
7 Uluğ Nutku – İnanmanın Felsefesi Kitabına İki Ek*
Avrupalının Aydınlanma Hareketi’nin tarihsel kaynakları çok yönlü araştırılmıştır. Felsefe maddi oluşumların arkasındaki güdücü düşünceleri arar. Maddi oluşumlar kendiliklerinden gerçekleşmez; iradeyle gerçekleşir, yönlendirilir. Yönlendiren iradenin ne tür maddi etkilerle harekete geçtiği sorusu, maddeci tarihsel diyalektiğin temel sorusudur fakat felsefe için ikincildir; çünkü düşüncenin dönüştürücü etkisi olmadıkça, düşünceyi etkileyen maddi-ekonomik süreçler amaçsız kalır ve bunlar hakkında hiçbir bilinçlenme olmaz. Bu nedenle, maddi altyapının düşünsel üst yapıyı etkilediği ve biçimlendirdiği savı diyalektiği göstermeye yetmez.
11 Hayrettin Geçkin – n+1 (Şiir)
12 H. Haluk Erdem – Hayat Üzerine (1)
Merhaba. Adım Kadir. 25 yaşındayım ve kanser hastasıyım. Bir dizide gördüm: Kızın amansız nörolojik bir hastalığı vardı ve doktoru ona günlük tutmasını söylemişti. Ben de o sırada hastanede olduğumdan, nedense bu fikir aklıma yattı ve ben de günlük tutmam gerektiğini düşündüm. Çok uyuşuk olduğum için bu işi yedi ay sonra yapıyorum ve günlük yerine bilgisayara yazıyorum, şaka gibi. Ama nedeni çok basit, yazılacak çok şey var ve yazım o kadar çok kötü ki üst satırlara baktığımda ne yazdığımı zor anlıyorum ve de nedense kalemi tuttuğumda resmen parmaklarım uyuşuyor. O yüzden günlükten çok düz yazı tadında olacak; 31 Ekim tarihine kadar
18 Yusuf Çotuksöken – Özsözler Günlüğü (11) Ağustos 2020
“Dünya tarihine bir bakın: Hemen bütün devrimci girişimler, zaman içinde karşıt/ egemen sınıflarca sulandırılıp yok edilirken, ardında iğrenç bir bürokrasi çamuru oluşur. İşte çirkin politikaları ve politikacıları yetiştiren de bu çamurdur.”
21 Hasan Akarsu – Birkaç Kısa Şiir
22 Berrin Taş - Hep Yolda
8 Ekim 2020
Erkek sorunu...
Sabah gazeteleri açıyorum. Öldüren öldürene. Birbirleriyle yarışıyorlar sanki. Yaşatmakta yarışamayanlar öldürmekte yarışıyor. Kim daha ilginç öldürecek diye yarışma yapılsa bu erkekler birinciliği kazanır.
Okuduğum haberler Hürriyet’in bugünkü haberi. Hepsi aynı sayfada.
24 Prof. Dr. Coşkun Özdemir - Turgut Özakman
Almanya’da tiyatro eğitimi gördü. Onu bir tiyatro adamı olarak tanıdım, bu alanda sayısız eser verdiği iyi biliniyor. Onun yakın dostları bizim de iki sevgili dostumuz aracılığı ile tanıştık. Merhum Doğan Soylu’nun eşi Altın Soylu’nun evinde. Dünyanın en güzel badem ezmelerini yapan Sevim İşgüderin eşliğinde. Onun ardından görüşmelerimiz, telefon sohbetlerimiz süregeldi Tüyap’ta karşılaşıyorduk. Tarif edilmez bir çalışkanlığı var Özakman’ın.
26 Temel Demirer – Sinema Büyüsü (ve Büyücüleri) - 2
Kabul edilmelidir ki sinemamızın tartışmasız en önemli oyuncularından biri o. Canlandırdığı karakterlerle unutulmazlar arasına adını yazdıran, milyonların ezbere bildiği repliklere ses veren ve toplumsal bilinçaltımıza sanki yakın bir akrabamızmış gibi tanıdık gelen simasını nakşeden özel bir figürdür...
32 Yılmaz Gruda – Karanlığı Yontanlar (Hasan İzzettin Dinamo - Rıfat Ilgaz - A. Kadir - Suat Taşer - Enver Gökçe - Attila İlhan)
36 A. Didem Uslu – 2018-2019 Tiyatro sezonundan süren seçme oyunlar (7)
Komediyi çok seven Akla Kara’dan Robin Howden’ın yazdığı Süit oyunu bir komedi. Düğüne gelenler, seyirciler. Yatakta bir erkek (Bill) ve çarşafın altında bir kadın. Erkek evleniyormuş. Otelin balayı suitindeymiş. Rachel’la evlenecekmiş. Tom gelir, organizasyon ona bağlıdır. Bill, Tom’a bir kadınla uyandığını anlatır. Ben bu kızı nereden buldum diye sorar. Tipik bir komedide olduğu gibi iki arkadaş itişirler.
40 Berrin Taş – Kara Katran (Şiir)
45 Pınar Öztürk – Meçhul (Öykü)
Gülizar bu sokakların en deli kızıydı. Diyarbakırlı Rıza’nın barında akşam sekizden gece dörde kadar garsonluk yapardı. Yalvar yakar, araya tanıdıklar sokarak bulmuştu bu işi kendisine. Birkaç suçtan sabıkası vardı. Hırsızlıktı hepsi de. Tövbe etmişti. Temiz temiz çalışmak, şeytana uymamak istiyordu. Uzun siyah saçları, parlak pürüzsüz bir yüzü, bembeyaz dişleri vardı Gülizar’ın. Bazen kulağına büyük bir halka, bazen de burnuna kadar uzanan bir hızma takardı.
51 Nilüfer Uçar – İhtiyar Serçe (Şiir)
52 İnsancıl’a Mektup
54 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
2 Ekim Cuma
Az sonra İnsancıl’ın Ekim sayısı gelecek. Ekim sayısının anlamı şu. Berrin Taş’la birlikte yürüttüğümüz mücadelenin 30. yılı bitiyor.
Dile kolay, bu şekilde 30 yıldır bir dergi çıkıyor. Sırtını burjuvaziye dayayan küçük burjuva yazarların, dergi yöneticilerinin umurunda değil bu.
Umurunda olmamaları bir yana bir de için için küçümsüyorlar İnsancıl’ı.
Bu suskunluk karşısında İnsancıl susmayacak.