İnsanın Beşinci Zindanı kitabı, Ali Şeriati’nin İnsanın Dört Zindanı kitabındaki görüşlere itiraz etmek amacıyla kaleme alınmıştır. Ali Şeriati’ye göre insanlık doğa/tarih/toplum/benlik zindanlarında yaşamakta olup bu ontolojik esirliğinden bilim/teknoloji/tabiat-toplum felsefesi/ilahi aşk ile kurtulabilecektir. Elinizdeki kitap, insanın maddî ve ruhî anlamda terakki etmesiyle kurtulacağı yolundaki bir model üzerinden geleceğini inşa etmesinin mümkün olmadığını ileri sürmektedir. Teknoloji/bilim/sosyoloji gibi disiplinlerle zamana/tabiata/topluma yönelik eylemler geliştiren insanlık, kurtuluşu için imal ettiği bu araçlar üzerinden yeniden esarete yakalanmıştır. Allah yeryüzüne gönderdiği fütüvvet ehli şahsiyetlerle (ki bunların önderleri peygamberlerdir), insanlığı Kalu Bela’da verdiği misakın ilkelerini yerine getirmeleri için uyarmaktadır. İnsanlığın “olmak” meselesi, nefis tezkiyesi ile değil, emanetleri yerine getirmek suretiyle yaşamakla gerçekleşmektedir. Bilim ve teknoloji, insanlığı çepeçevre kuşatan bir “çevre” inşa ederek insanı “kent” denilen büyük bir “barınma havuzu”na kilitlemiş, ayrıca onun üzerinde hem genetik hem mekanik müdahalelere başlamıştır. Beşinci zindan, tekno-bilimsel paradigma ve kentsel sistemdir.
İnsanın Beşinci Zindanı kitabı, Ali Şeriati’nin İnsanın Dört Zindanı kitabındaki görüşlere itiraz etmek amacıyla kaleme alınmıştır. Ali Şeriati’ye göre insanlık doğa/tarih/toplum/benlik zindanlarında yaşamakta olup bu ontolojik esirliğinden bilim/teknoloji/tabiat-toplum felsefesi/ilahi aşk ile kurtulabilecektir. Elinizdeki kitap, insanın maddî ve ruhî anlamda terakki etmesiyle kurtulacağı yolundaki bir model üzerinden geleceğini inşa etmesinin mümkün olmadığını ileri sürmektedir. Teknoloji/bilim/sosyoloji gibi disiplinlerle zamana/tabiata/topluma yönelik eylemler geliştiren insanlık, kurtuluşu için imal ettiği bu araçlar üzerinden yeniden esarete yakalanmıştır. Allah yeryüzüne gönderdiği fütüvvet ehli şahsiyetlerle (ki bunların önderleri peygamberlerdir), insanlığı Kalu Bela’da verdiği misakın ilkelerini yerine getirmeleri için uyarmaktadır. İnsanlığın “olmak” meselesi, nefis tezkiyesi ile değil, emanetleri yerine getirmek suretiyle yaşamakla gerçekleşmektedir. Bilim ve teknoloji, insanlığı çepeçevre kuşatan bir “çevre” inşa ederek insanı “kent” denilen büyük bir “barınma havuzu”na kilitlemiş, ayrıca onun üzerinde hem genetik hem mekanik müdahalelere başlamıştır. Beşinci zindan, tekno-bilimsel paradigma ve kentsel sistemdir.