İntibah (Günümüz Türkçesiyle)

Stok Kodu:
9786254087714
Boyut:
12x19.5
Sayfa Sayısı:
168
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
80,00TL
56,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 6,84TL
9786254087714
1348464
İntibah (Günümüz Türkçesiyle)
İntibah (Günümüz Türkçesiyle)
56.00

“ ‘Dilaşub! Seni bu hâlde görmektense zebaniler elinde sonsuza kadar acı çekmek bin kat hayırlıdır. Sana ben kıydım. Allah bin türlü belamı verseydi de dünyaya gelmeyeydim. Kör olsaydım da vaktiyle seni görmeyeydim! Yok! Yok! Sana bir şey olmadı. İnşallah kurtulacaksın. Çektiğimiz belaların hepsini unutacağız, değil mi? Ah! Söz söylemiyor. Niçin söylesin? Niçin söylesin? Ben onu öldürmek istedim. O benim için canını verdi de giderken yüzüne bile bakmadım. Dilaşub ben sana merhamet etmedim, sen de bana merhamet etmeyecek misin?’  gibi kesik kesik, garip garip epey yalvardı.”

Romantik metinlerin karakteristiğine uygun biçimde keskin hatlarla ayrılan iyiler kötüler ikilemini belirgin biçimde hissettiren İntibah, Dilaşub’un temiz sevgisi ile Mehpeyker’in çirkin tabiatı arasında salınan talihsiz -belki de ahmak- bir adamın, Ali Bey’in hikâyesini anlatıyor.

Namık Kemal’in İntibah’ı yayımladığı günden bugüne kadar Türkçe, bir roman dili olma yolunda epeyce mesafe kat etti; türün dünya edebiyatındaki emsalleriyle boy ölçüşebilecek derecede güzel örnekleri de ortaya çıktı. Ancak ne kadar yol kat edilirse edilsin okurun ve araştırmacıların bir eli kendi çağdaşlarında iken diğer eli hep başlangıç noktasındaki bu aşk hikâyesindeydi. Bu anlamda Namık Kemal’in İntibah’ı aradan geçen yaklaşık 150 yıla rağmen okur nezdinde değerini hiç kaybetmemiş ve edebiyatımızın klasiklerinden biri olmuştur.

“ ‘Dilaşub! Seni bu hâlde görmektense zebaniler elinde sonsuza kadar acı çekmek bin kat hayırlıdır. Sana ben kıydım. Allah bin türlü belamı verseydi de dünyaya gelmeyeydim. Kör olsaydım da vaktiyle seni görmeyeydim! Yok! Yok! Sana bir şey olmadı. İnşallah kurtulacaksın. Çektiğimiz belaların hepsini unutacağız, değil mi? Ah! Söz söylemiyor. Niçin söylesin? Niçin söylesin? Ben onu öldürmek istedim. O benim için canını verdi de giderken yüzüne bile bakmadım. Dilaşub ben sana merhamet etmedim, sen de bana merhamet etmeyecek misin?’  gibi kesik kesik, garip garip epey yalvardı.”

Romantik metinlerin karakteristiğine uygun biçimde keskin hatlarla ayrılan iyiler kötüler ikilemini belirgin biçimde hissettiren İntibah, Dilaşub’un temiz sevgisi ile Mehpeyker’in çirkin tabiatı arasında salınan talihsiz -belki de ahmak- bir adamın, Ali Bey’in hikâyesini anlatıyor.

Namık Kemal’in İntibah’ı yayımladığı günden bugüne kadar Türkçe, bir roman dili olma yolunda epeyce mesafe kat etti; türün dünya edebiyatındaki emsalleriyle boy ölçüşebilecek derecede güzel örnekleri de ortaya çıktı. Ancak ne kadar yol kat edilirse edilsin okurun ve araştırmacıların bir eli kendi çağdaşlarında iken diğer eli hep başlangıç noktasındaki bu aşk hikâyesindeydi. Bu anlamda Namık Kemal’in İntibah’ı aradan geçen yaklaşık 150 yıla rağmen okur nezdinde değerini hiç kaybetmemiş ve edebiyatımızın klasiklerinden biri olmuştur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat