Mark Grayson, tam da yaşıtları gibi. Amerika’da sıradan bir lisenin son sınıf öğrencisi.
Okuldan sonra ve hafta sonları berbat bir yarızamanlı işi var. Kızlara fena halde düşkün ama onları tam olarak anlayamıyor. Arkadaşlarıyla takılmayı, cumartesi geceleri de geç yatmayı seviyor (tabii ki iyi çizgi filmler başlayana kadar). Mark’ı diğerlerinden ayıran tek şey, babasının dünyanın en güçlü süper kahramanı olması ve son zamanlarda onun da babasının güçlerini miras alıyormuş gibi görünmesi.
“Her zaman uzun soluklu, iyi işlenmiş ve bu saatten sonra yeni bir şey üretilemez denilen bir türün merkezinde gayet sağlam bir şekilde duruyor.”
-Kurt Busiek’in önsözünden
Mark Grayson, tam da yaşıtları gibi. Amerika’da sıradan bir lisenin son sınıf öğrencisi.
Okuldan sonra ve hafta sonları berbat bir yarızamanlı işi var. Kızlara fena halde düşkün ama onları tam olarak anlayamıyor. Arkadaşlarıyla takılmayı, cumartesi geceleri de geç yatmayı seviyor (tabii ki iyi çizgi filmler başlayana kadar). Mark’ı diğerlerinden ayıran tek şey, babasının dünyanın en güçlü süper kahramanı olması ve son zamanlarda onun da babasının güçlerini miras alıyormuş gibi görünmesi.
“Her zaman uzun soluklu, iyi işlenmiş ve bu saatten sonra yeni bir şey üretilemez denilen bir türün merkezinde gayet sağlam bir şekilde duruyor.”
-Kurt Busiek’in önsözünden