İran tarihi, doğu ve batı gözlemcilerinin uzun zamandır yakından ilgilendiği bir konu olagelmiştir. Özellikle ülkenin antik geçmişi on dokuzuncu yüzyıl tarihçileri ve arkeologları için bir ilham kaynağı, antik dünyaya dair bütünlüklü bir anlayış inşa etme çalışmalarında ise önemli bir başlangıç noktası olarak görülmüştür. İran’ın antik geçmişi kadar Orta Çağ tarihi de aynı şekilde, İran platosunu dünyanın büyük medeniyetlerinin kültürel bir kavşağı olarak kabul eden gözlemci ve akademisyenleri uzun süre meşgul etmiştir. Dramatik 1979 devrimi ve daha yakın tarihte 16 Eylül 2022’de, Kürt kadını Jina Amina’nın “Ahlak Polisi”nce katledilmesi ve Kürt kadınlarının öncülüğünde Sakız şehrinde “Jin Jiyan Azadi” sloganıyla başlayan ve kısa sürede ülke genelinde molla rejimini sarsan özgürlük ve demokrasi hareketi ile birlikte İran, bir kez daha ilgili tüm gözlemcilerin dikkatini çekmeyi başarmıştır. Son yarım asırlık süreçte İran’a sempatiyle bakan gözlemciler bile bu karışık tarihsel gelişim ağı karşısında İran karşıtları kadar şaşkınlık ve kafa karışıklığı yaşamaktadır. İran, çoğu gözlemciye göre kavranması çok zor bir tarihe sahip; ürkütücü, tehditkâr ve özellikle batıdakilere hayli tehlikeli ve uzak görünen bir ülke.
Yazarları İran dünyasının önemli tarihçileri, dil bilimcileri ve uzmanları olan bu kitap, İran’ın karmaşık tarihini anlamak isteyenler için bir rehber niteliğinde. Kitap, İran tarihinin büyük ölçekli sürekliliklerini vurgularken, aynı zamanda İran’ın geçmişini karakterize eden önemli dönüşüm modellerini de tanımlamaktadır. Kitabın derleyeni ve yazarlarından Touraj Daryaee’nin ifadesiyle “Bu kitap sadece modern dönemin değil, İran tarihinin tamamının hakkını verme gayretindedir. Bu da bu kitabın İran tarihi hakkında yazılan diğer kitaplardan ilk ve en büyük farkıdır.” Her biri alanında uzman 16 yazar tarafından kaleme alınan 16 makalenin her biri, İran tarihinin belirli bir dönemine odaklanmakta ve İran’ın genel siyasi ve kültürel yapısını incelemektedir…
İran tarihi, doğu ve batı gözlemcilerinin uzun zamandır yakından ilgilendiği bir konu olagelmiştir. Özellikle ülkenin antik geçmişi on dokuzuncu yüzyıl tarihçileri ve arkeologları için bir ilham kaynağı, antik dünyaya dair bütünlüklü bir anlayış inşa etme çalışmalarında ise önemli bir başlangıç noktası olarak görülmüştür. İran’ın antik geçmişi kadar Orta Çağ tarihi de aynı şekilde, İran platosunu dünyanın büyük medeniyetlerinin kültürel bir kavşağı olarak kabul eden gözlemci ve akademisyenleri uzun süre meşgul etmiştir. Dramatik 1979 devrimi ve daha yakın tarihte 16 Eylül 2022’de, Kürt kadını Jina Amina’nın “Ahlak Polisi”nce katledilmesi ve Kürt kadınlarının öncülüğünde Sakız şehrinde “Jin Jiyan Azadi” sloganıyla başlayan ve kısa sürede ülke genelinde molla rejimini sarsan özgürlük ve demokrasi hareketi ile birlikte İran, bir kez daha ilgili tüm gözlemcilerin dikkatini çekmeyi başarmıştır. Son yarım asırlık süreçte İran’a sempatiyle bakan gözlemciler bile bu karışık tarihsel gelişim ağı karşısında İran karşıtları kadar şaşkınlık ve kafa karışıklığı yaşamaktadır. İran, çoğu gözlemciye göre kavranması çok zor bir tarihe sahip; ürkütücü, tehditkâr ve özellikle batıdakilere hayli tehlikeli ve uzak görünen bir ülke.
Yazarları İran dünyasının önemli tarihçileri, dil bilimcileri ve uzmanları olan bu kitap, İran’ın karmaşık tarihini anlamak isteyenler için bir rehber niteliğinde. Kitap, İran tarihinin büyük ölçekli sürekliliklerini vurgularken, aynı zamanda İran’ın geçmişini karakterize eden önemli dönüşüm modellerini de tanımlamaktadır. Kitabın derleyeni ve yazarlarından Touraj Daryaee’nin ifadesiyle “Bu kitap sadece modern dönemin değil, İran tarihinin tamamının hakkını verme gayretindedir. Bu da bu kitabın İran tarihi hakkında yazılan diğer kitaplardan ilk ve en büyük farkıdır.” Her biri alanında uzman 16 yazar tarafından kaleme alınan 16 makalenin her biri, İran tarihinin belirli bir dönemine odaklanmakta ve İran’ın genel siyasi ve kültürel yapısını incelemektedir…