Irkçılık Cehennemi Güney Afrika'da Apartheid Uygulaması

Stok Kodu:
9789753522946
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
221
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
200,00TL
140,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 17,11TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789753522946
1159806
Irkçılık Cehennemi
Irkçılık Cehennemi Güney Afrika'da Apartheid Uygulaması
140.00

Avrupa kaynaklı ırkçılık; sömürgeciliğin, emperyalizmin, soykırım hareketlerinin, kapitalizmin, liberal ekonomik modellerin ve nihayet aşırı tüketim, israf ve konfora dayalı modern Batılı hayat tarzının ideolojisidir. Irkçılık ideolojisi gereği, insanların deri rengi veya kafatası yapısından yola çıkarak yetenekleri, eğilimleri ve davranış biçimleri belirlenmeye çalışıldı. Rudyard Kiplin'in yücelttiği beyaz adamın yükünü kavramaktan aciz, onun uygarlaştırma çabasına karşı koyan "vahşi" ve "yarı şeytan" topluluklar, ortadan kaldırılması gereken hilkat garibeleri olarak muamele gördü insanlar. İşte Güney Afrika'nın yerli insanları bu gerçeği, sütün bu farklı aşamalarda alttan alta işleyen, hemen hiç kesintiye uğramayan bir ırkçı damarın varlığını bizzat yaşayarak öğrendi. Güney Afrika'da apartheid öncesinde, esnasında ve sonrasında yaşananlar bunun en çarpıcı örnekliliğini sunar. Yerli halk, çiftliklerde veya altın madenlerinde beyaz azınlığın hizmetine girmesi gereken insanaltı varlıklar olarak görüldü,açlık ve sefalete mahkum edilerek itaate zorlandı. Topraklarının ve emeklerinin sömürüsüyle ortaya çıkmış bir zenginlikten pay almamaları için onları şehirmerkezlerinden, Avrupalıların her ürlü yaşam alanından uzak tutacak acımasız ve insanlık dışı önlemlere başvuruldu. Irk temeline dayalı ayrımcılık/apartheid sadece şehirleri beyazlar, siyahlarl ve melezle için birbirinden kopuk ve müstakil bölgelere ayeırmakla kalmadı aynı zamanda kamu binalarından ulaşım vasıtalarına park ve bahçelerden sinema salonlarına kadar hayatın her alanında insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalara yol açtı. Ve ayrımcılık, beyazlara tahsil edilen bölgelerin içinde dahi şehir planlaması gereğince krokilerde açıkça belirtilen, yüksek orta ve aşağı tabakadan beyaz'ların oturabileceği semtler ortaya çıkarıyordu.

Avrupa kaynaklı ırkçılık; sömürgeciliğin, emperyalizmin, soykırım hareketlerinin, kapitalizmin, liberal ekonomik modellerin ve nihayet aşırı tüketim, israf ve konfora dayalı modern Batılı hayat tarzının ideolojisidir. Irkçılık ideolojisi gereği, insanların deri rengi veya kafatası yapısından yola çıkarak yetenekleri, eğilimleri ve davranış biçimleri belirlenmeye çalışıldı. Rudyard Kiplin'in yücelttiği beyaz adamın yükünü kavramaktan aciz, onun uygarlaştırma çabasına karşı koyan "vahşi" ve "yarı şeytan" topluluklar, ortadan kaldırılması gereken hilkat garibeleri olarak muamele gördü insanlar. İşte Güney Afrika'nın yerli insanları bu gerçeği, sütün bu farklı aşamalarda alttan alta işleyen, hemen hiç kesintiye uğramayan bir ırkçı damarın varlığını bizzat yaşayarak öğrendi. Güney Afrika'da apartheid öncesinde, esnasında ve sonrasında yaşananlar bunun en çarpıcı örnekliliğini sunar. Yerli halk, çiftliklerde veya altın madenlerinde beyaz azınlığın hizmetine girmesi gereken insanaltı varlıklar olarak görüldü,açlık ve sefalete mahkum edilerek itaate zorlandı. Topraklarının ve emeklerinin sömürüsüyle ortaya çıkmış bir zenginlikten pay almamaları için onları şehirmerkezlerinden, Avrupalıların her ürlü yaşam alanından uzak tutacak acımasız ve insanlık dışı önlemlere başvuruldu. Irk temeline dayalı ayrımcılık/apartheid sadece şehirleri beyazlar, siyahlarl ve melezle için birbirinden kopuk ve müstakil bölgelere ayeırmakla kalmadı aynı zamanda kamu binalarından ulaşım vasıtalarına park ve bahçelerden sinema salonlarına kadar hayatın her alanında insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalara yol açtı. Ve ayrımcılık, beyazlara tahsil edilen bölgelerin içinde dahi şehir planlaması gereğince krokilerde açıkça belirtilen, yüksek orta ve aşağı tabakadan beyaz'ların oturabileceği semtler ortaya çıkarıyordu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat