İşverenlerin dava yolunu kapatmak amacıyla çalışanlarını bu yola yönlendirerek genelde de yanlış düzenlenen, çelişkili ve geçersiz arabuluculuk tutanakları ile işlem yapıldığı görülmektedir. Kimi işverenler tarafından, arabuluculuk süreci kötüye kullanılarak işçilerin dava yoluna gitmesinin önü kesilmeye çalışılmaktadır. Artık, neredeyse işten çıkış kodu olarak değerlendirilebilecek şekilde yaygınlaşan "arabulucu yoluyla fesih" (!) uygulamasında işverenlerin bir kısmı, bireysel veya toplu işten çıkarmalarda arabulucu yoluyla yapmayı şart koşmaya başladılar. Çoğu zaman işçinin arabulucuyu dahi görmeden imzaladığı anlaşma tutanakları veya doğrudan işyerinde gerçekleştirilen arabuluculuk toplantıları ile işçilerin iş akitleri feshedilebilmektedir. İşçilere, fesih nedeniyle, yalnızca bir kısım alacakları ödenirken, anlaşma tutanakları sonunda tüm işçilik alacaklarına yer verilerek "diğer tazminat ve işçilik alacakları bakımından işe iade davası da dahil olmak üzere hak talebinde bulunamayacağı yönünde anlaşmışlardır." cümlesine yer verilmektedir. İşveren, böylelikle, işe iade davası da dahil olmak üzere işçinin diğer alacakları için de açabileceği muhtemel davanın önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Sıklıkla artan bu uygulama artık yargı kararlarına konu olmaya başlamıştır.
İşverenlerin dava yolunu kapatmak amacıyla çalışanlarını bu yola yönlendirerek genelde de yanlış düzenlenen, çelişkili ve geçersiz arabuluculuk tutanakları ile işlem yapıldığı görülmektedir. Kimi işverenler tarafından, arabuluculuk süreci kötüye kullanılarak işçilerin dava yoluna gitmesinin önü kesilmeye çalışılmaktadır. Artık, neredeyse işten çıkış kodu olarak değerlendirilebilecek şekilde yaygınlaşan "arabulucu yoluyla fesih" (!) uygulamasında işverenlerin bir kısmı, bireysel veya toplu işten çıkarmalarda arabulucu yoluyla yapmayı şart koşmaya başladılar. Çoğu zaman işçinin arabulucuyu dahi görmeden imzaladığı anlaşma tutanakları veya doğrudan işyerinde gerçekleştirilen arabuluculuk toplantıları ile işçilerin iş akitleri feshedilebilmektedir. İşçilere, fesih nedeniyle, yalnızca bir kısım alacakları ödenirken, anlaşma tutanakları sonunda tüm işçilik alacaklarına yer verilerek "diğer tazminat ve işçilik alacakları bakımından işe iade davası da dahil olmak üzere hak talebinde bulunamayacağı yönünde anlaşmışlardır." cümlesine yer verilmektedir. İşveren, böylelikle, işe iade davası da dahil olmak üzere işçinin diğer alacakları için de açabileceği muhtemel davanın önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Sıklıkla artan bu uygulama artık yargı kararlarına konu olmaya başlamıştır.