Türk iş hukukunda işçinin kıdeminin esas alındığı haklara ilişkin kanuni düzenlemelerde, aynı işverenin işyerinde/işyerlerinde geçirilen sürelerin birleştirilmesi esasından hareket edilmektedir.Asgari bir yıl çalışmış olma şartının arandığı 1475 sayılı İş Kanunu'nda yer alan kıdem tazminatı ve 4857 sayılı İş Kanunu'nda yer alan yıllık ücretli izin hakkı ile iş güvencesinin kapsamında yer almak için aranan altı aylık kıdemin tespitinde aynı işverenin işyerlerinde çalışılan sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı düzenlenmektedir. Ancak kanunda aralıklı (fasılalı) çalışmaların birleştirilmesi konusunda belirli kriterler getirilmemiş olması, uygulamada pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Nitekim işçinin önceki dönem çalışmalarında haklarının ödenmesi suretiyle ilgili dönemin tasfiye edilmiş olmasının, sonraki dönemleri nasıl etkileyeceği ya da dönemler arasındaki sürenin zamanaşımı bakımından nasıl değerlendirileceği gibi sorular, mahkeme kararlarında benimsenen görüşler çerçevesinde cevaplandırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca yine işçinin hizmet süresinin esas alındığı ihbar tazminatı ve ölüm tazminatı gibi hakların aralıklı çalışmalar bakımından nasıl ele alınacağı, cevaplanması gereken sorular arasındadır.Bu çalışmada işçinin, aynı işveren nezdinde yaptığı aralıklı çalışmalarda, hem bireysel hem de toplu iş hukukundan kaynaklanan haklarının nasıl tespit edileceği hususları üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda doktrindeki görüşler, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri kararları incelenmiş, işçilik haklarına ilişkin hesaplama örneklerine yer verilmiştir.
Türk iş hukukunda işçinin kıdeminin esas alındığı haklara ilişkin kanuni düzenlemelerde, aynı işverenin işyerinde/işyerlerinde geçirilen sürelerin birleştirilmesi esasından hareket edilmektedir.Asgari bir yıl çalışmış olma şartının arandığı 1475 sayılı İş Kanunu'nda yer alan kıdem tazminatı ve 4857 sayılı İş Kanunu'nda yer alan yıllık ücretli izin hakkı ile iş güvencesinin kapsamında yer almak için aranan altı aylık kıdemin tespitinde aynı işverenin işyerlerinde çalışılan sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı düzenlenmektedir. Ancak kanunda aralıklı (fasılalı) çalışmaların birleştirilmesi konusunda belirli kriterler getirilmemiş olması, uygulamada pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Nitekim işçinin önceki dönem çalışmalarında haklarının ödenmesi suretiyle ilgili dönemin tasfiye edilmiş olmasının, sonraki dönemleri nasıl etkileyeceği ya da dönemler arasındaki sürenin zamanaşımı bakımından nasıl değerlendirileceği gibi sorular, mahkeme kararlarında benimsenen görüşler çerçevesinde cevaplandırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca yine işçinin hizmet süresinin esas alındığı ihbar tazminatı ve ölüm tazminatı gibi hakların aralıklı çalışmalar bakımından nasıl ele alınacağı, cevaplanması gereken sorular arasındadır.Bu çalışmada işçinin, aynı işveren nezdinde yaptığı aralıklı çalışmalarda, hem bireysel hem de toplu iş hukukundan kaynaklanan haklarının nasıl tespit edileceği hususları üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda doktrindeki görüşler, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri kararları incelenmiş, işçilik haklarına ilişkin hesaplama örneklerine yer verilmiştir.