Türk iş Hukuku mevzuatı uyarınca işçinin yönetime katılması, izin kurulu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu gibi sadece belirli alanlarda öngörülmektedir. Bunların yanında toplu iş sözleşmelerine hüküm konulmak suretiyle işçilerin yönetime katılmasını sağlama imkânı mevcuttur.
İşçilerin yönetime katılmalarına imkân veren mevzuat hükümlerinin kapsamının darlığı doktrinde ve uygulamada daima eleştiri konusu olmuştur. Mevcut durumda, işyerinde üretime doğrudan katılan ve bu nedenle kaynakların kullanımına ve çalışma düzenine bağlı olarak işyerinde verimliliğin artırılması hususunda fikir sahibi olan işçinin görüşüne başvurulmaması, işyerinde verimli çalışmanın, çalışma huzurunun sağlanması bakımından büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Konuya ilişkin olarak Alman iş hukuku mevzuatı incelendiğinde, üyeleri işçiler arasından demokratik yöntemlerle seçilmek suretiyle oluşturulan işyeri kurulu vasıtasıyla işçilerin yönetime doğrudan katıldığı, bu kurulların işyeri ve işçilerle alakalı meselelerde danışmanlık görevini üstlendikleri ve hatta bazı durumlarda yargı sürecine de katılabildikleri gözlemlenmektedir.
Bu tespitlerden hareketle, bu eserde Türk hukukundaki konuya ilişkin mevcut durum ele alınmakta ve bunun yanında Alman hukukundaki durum, mevcut düzenlemeler göz önünde bulundurulmak suretiyle incelenmektedir. Bu şekilde Türk hukukundaki konuya ilişkin eksik görülen noktalara vurgu yapılmak ve yapılması gerektiği düşünülen düzenlemeler hususunda fikirler sunulmak suretiyle Türk hukukuna katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Türk iş Hukuku mevzuatı uyarınca işçinin yönetime katılması, izin kurulu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu gibi sadece belirli alanlarda öngörülmektedir. Bunların yanında toplu iş sözleşmelerine hüküm konulmak suretiyle işçilerin yönetime katılmasını sağlama imkânı mevcuttur.
İşçilerin yönetime katılmalarına imkân veren mevzuat hükümlerinin kapsamının darlığı doktrinde ve uygulamada daima eleştiri konusu olmuştur. Mevcut durumda, işyerinde üretime doğrudan katılan ve bu nedenle kaynakların kullanımına ve çalışma düzenine bağlı olarak işyerinde verimliliğin artırılması hususunda fikir sahibi olan işçinin görüşüne başvurulmaması, işyerinde verimli çalışmanın, çalışma huzurunun sağlanması bakımından büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Konuya ilişkin olarak Alman iş hukuku mevzuatı incelendiğinde, üyeleri işçiler arasından demokratik yöntemlerle seçilmek suretiyle oluşturulan işyeri kurulu vasıtasıyla işçilerin yönetime doğrudan katıldığı, bu kurulların işyeri ve işçilerle alakalı meselelerde danışmanlık görevini üstlendikleri ve hatta bazı durumlarda yargı sürecine de katılabildikleri gözlemlenmektedir.
Bu tespitlerden hareketle, bu eserde Türk hukukundaki konuya ilişkin mevcut durum ele alınmakta ve bunun yanında Alman hukukundaki durum, mevcut düzenlemeler göz önünde bulundurulmak suretiyle incelenmektedir. Bu şekilde Türk hukukundaki konuya ilişkin eksik görülen noktalara vurgu yapılmak ve yapılması gerektiği düşünülen düzenlemeler hususunda fikirler sunulmak suretiyle Türk hukukuna katkı sağlamak amaçlanmaktadır.