Işığı Yanan Evler - İyilik Yazıları

Stok Kodu:
9786056086755
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2022-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
75,00TL
56,25TL
Taksitli fiyat: 9 x 6,88TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786056086755
1270537
Işığı Yanan Evler - İyilik Yazıları
Işığı Yanan Evler - İyilik Yazıları
56.25

Milli Nizam Partisi’nin kurucularından merhum Prof. Dr. Saffet Solak bir konuşmasında doktor olduğunda ilk görev yerine gidişiyle ilgili hatırasını şöyle anlatmıştı:

Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan hacıanneye sıkılarak, “Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim. Hacıanne, “Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz.” dedi. Merak ettim, tekrar sordum: “Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?” Hacıanne: “Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.

Milli Nizam Partisi’nin kurucularından merhum Prof. Dr. Saffet Solak bir konuşmasında doktor olduğunda ilk görev yerine gidişiyle ilgili hatırasını şöyle anlatmıştı:

Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan hacıanneye sıkılarak, “Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim. Hacıanne, “Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz.” dedi. Merak ettim, tekrar sordum: “Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?” Hacıanne: “Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat