Bu çalışma Osmanlı Devleti'nin reform çağında tarikatlara yönelik siyasetini incelemeyi amaçlamaktadır. Dini ve ruhani özellikleriyle öne çıkan tarikatların tarih disiplini içinde devlet ile geliştirdiği "somut" ilişkilere göz atılmıştır. Bektaşilik açısından literatürde var olan bilgilerin tekrarından sakınılmış özellikle tekkelerin kapatılma, yıkılma ve mal varlıklarının satılma sürecine odaklanılmıştır. Son dönem Osmanlı sosyal alanında ve siyaset sahnesinde etkili bir tarikat olan Halidiliğin ortaya çıkışı incelenmiş, Tanzimat ile başlayan süreçte tekkelere uygulanan sosyo-ekonomik politikalar tasnif edilmeye çalışılmıştır. Öteden beri tekke mensuplarının elde ettiği muafiyetlerin Tanzimat döneminde devlet adamları tarafından nasıl değerlendirildiği ve bu imtiyazların devam edip etmediği örnekler ile gösterilmiştir. Osmanlı devletinin tekkelere yönelik destek siyasetinin araçlarına bakılarak bu anlamda süreklilik ve kırılma noktaları görülmeye çalışılmıştır. Tarikatların siyasi hayatta ne kadar etkin oldukları tartışılarak, özellikle politikaların oluşumundaki rollerine değinilmiştir. Bu eserin tasavvuf ve tarikatlar tarihi disiplini çerçevesinde son dönem devlet-tekke ilişkilerine dair çok aydınlatıcı bilgiler içerdiğini düşünüyoruz.
Bu çalışma Osmanlı Devleti'nin reform çağında tarikatlara yönelik siyasetini incelemeyi amaçlamaktadır. Dini ve ruhani özellikleriyle öne çıkan tarikatların tarih disiplini içinde devlet ile geliştirdiği "somut" ilişkilere göz atılmıştır. Bektaşilik açısından literatürde var olan bilgilerin tekrarından sakınılmış özellikle tekkelerin kapatılma, yıkılma ve mal varlıklarının satılma sürecine odaklanılmıştır. Son dönem Osmanlı sosyal alanında ve siyaset sahnesinde etkili bir tarikat olan Halidiliğin ortaya çıkışı incelenmiş, Tanzimat ile başlayan süreçte tekkelere uygulanan sosyo-ekonomik politikalar tasnif edilmeye çalışılmıştır. Öteden beri tekke mensuplarının elde ettiği muafiyetlerin Tanzimat döneminde devlet adamları tarafından nasıl değerlendirildiği ve bu imtiyazların devam edip etmediği örnekler ile gösterilmiştir. Osmanlı devletinin tekkelere yönelik destek siyasetinin araçlarına bakılarak bu anlamda süreklilik ve kırılma noktaları görülmeye çalışılmıştır. Tarikatların siyasi hayatta ne kadar etkin oldukları tartışılarak, özellikle politikaların oluşumundaki rollerine değinilmiştir. Bu eserin tasavvuf ve tarikatlar tarihi disiplini çerçevesinde son dönem devlet-tekke ilişkilerine dair çok aydınlatıcı bilgiler içerdiğini düşünüyoruz.